Windyty ve Nullschool Anlık Ölçüm Yapmaz

Son zamanlarda özellikle rüzgar yönü ve hızlarını gösteren siteler arasında oldukça popüler olan Windyty ve Nullschool son durum paylaşımı yapmayan ve en güncel GFS modeli çıktılarını kendi formatlarında animasyon halinde yayınlayan sitelerdir. Sıcaklık, yağış miktarı, nem oranı, kar örtüsü gibi değişkenler için de aynı durum geçerlidir. Yer seviyesinden atmosferin üst seviyelerine kadar havada olan biteni kısa vadede öngörebilmek için son derece kullanışlıdır.

mogXp

Bazı forumlarda bu sitelerdeki verilerin anlık ölçüm olduğunu söyleyenlere rastlaynca bu yazıyı yazma gereği duydum. Günümüzde en güvenilir anlık ölçümler meteoroloji istasyonları tarafından yapılmakta ve böylelikle yer seviyesindeki sıcaklık, basınç, rüzgar, nem gibi değişkenler kayıt altına alınmaktadır. Ayrıca dünyanın çeşitli noktalarından günde 2 kez uçurulan meteoroloji balonları sayesinde üst seviye gözlemleri yapılmaktadır. Takdir edersiniz ki üst seviyelerde sağlıklı bir şekilde anlık ölçüm yapabilen ve bunu bizlere ulaştırabilen bir istasyonun atmosfer boşluğuna monte edilmesi mümkün değildir.

23lebky

GFS çıktılarından elde edilen bu verilerin ilk günkü kısmı daha fazla olmak üzere 3 günlük kısmı standart sapma değerleri düşük olduğundan yüksek oranda tutarlı ve güvenilirdir fakat hiçbir zaman yer seviyesinde ölçüm yapan bir istasyon veya meteoroloji balonundan elde edilen veriler kadar sağlam da değildir. 3 günden daha sonraki kısmın ise tutarlılığı daha düşüktür ve değişime açıktır. GFS modeli ne kadar güvenilirse Windyty ve Nullschool benzeri sitelerin animasyonları da o kadar güvenilirdir.

Son durum takibi yapmak için MGM ve İTÜ sayfalarını kullanabilir, üst seviye gözlemleri için de günde 2 kez balon ölçüm sonuçlarını kontrol edebilirsiniz.

Omega ve Rex Blocking (Engellemeleri)

Omega ve Rex blocking denilen sinoptik desenler basit bir anlatımla bir yüksek basınç alanının, bir alçak basınç sisteminin olağan hareketini engellemesi şeklinde tanımlanabilir. Etkili oldukları dönemde orta vadeli tahmin yapmak kolaylaşır, tutarlılık yükselir.

Omega blocking paterni adını Yunan alfabesindeki omega harfine benzerliğinden almaktadır. Sıkça oluşabilen bir engelleme olmakla birlikte özellikle amatör olarak meteorolojiyle uğraşanların ilgisini çekmektedir. Sinoptik haritalarda güçlü bir yüksek basınç merkezinin batı ve doğusunda alçak basınç alanları şeklinde kendini belli eder. Dönüş hareketine bağlı olarak yüksek basınç alanının batısında kalan yerlerde ılık hava koşulları görülürken doğusunda tam tersine mevsimine göre soğuk hava koşulları görülür.

omg1

Avrupa kıtasının hava şartlarına farklı şekillerde etkileri olabilen Grönland ve İskandinav yüksek basınç alanına bağlı engellemeler de aslında omega tipi engelleme örneğidir. Oluk bölgesinde yağışlı hava kütleleri ve rüzgarlar hüküm sürerken sırt bölgesinde hava yağışsız ve sakindir.

omg

Jet akımlarının etkili olduğu 200-300mb seviyelerinden de çok kolay bir şekilde bu tipte engellemeyi teşhis edebilirsiniz. Normal şartlarda batıdan doğuya doğru hızlı bir şekilde hareket etmesi gereken alçak basınç sistemi, yüksek basınç alanının set çekmesi sonucunda bu yüksek basınç alanının etrafından dolaşmak zorunda kalır ve kuzey güney doğrultusunda hareket eder.

omegajet

Rex tipi engellemede ise yüksek basınç merkezi güneyinde bulunan alçak basınç sisteminin üzerine çökerek ona refakat eder. Alçak basınç alanı hareket alanı kısıtlandığından ömrünün büyük bölümünü bulunduğu bölgede dönerek geçirir. Rex tipi engellemenin görüldüğü yerde benzer hava koşulları 3-4 gün süreyle değişmeden devam eder. Sıcaklık durumuna ve siklonun konumuna göre günlerce kar veya yağmur şeklinde yağış görülebilmektedir. Özellikle Cenova Körfezi dolaylarında oluştuğunda Alp Dağları çevresinde metrelerce kar yağışına neden olabilmektedir.

rex

Omega tipi engellemeden en önemli farkı sırt bölgesinin hemen güneyinde bulunan alçak basınç alanıdır. Sinoptik haritalardan tespit edilmesi kolaydır.

rex1

Omega ve Rex tipi engellemeler bazen her ikisi beraber de oluşabilir. Basınç dizilimlerine göre farklı etkileri olabilir. Aşağıdaki resimde Fransa’nın güneyinde rex tipi engelleme etkili olurken Balkanlar’da omega tipi engellemenin etkileri görülmektedir.

rexomega

Ülkemizde soğuk ve yağışlı hava dalgaları en fazla omega tipi engellemelere bağlı olarak görülmektedir. Geçmişten aklınıza yer etmiş, efsaneler arasına adını yazdırmış soğuk hava dalgalarının neredeyse tamamında omega deseni olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

 

Güvenilir Hava Tahminleri İçin Yol Haritası

Hava tahmini yaparken izlediğim ve oldukça güvenilir bulduğum yol haritasını bu yazıda sizlerle paylaşmak istiyorum. Yüksek oranda tutarlılık sağladığını tecrübe ettiğim ve benim gibi amatör olarak hava olaylarına ilgi duyanlara tavsiye etmeye değer gördüğüm bazı verileri sıralamaya çalışacağım.

dscf1028-pull

Tahmin periyotlarını çok uzun-uzun-orta-kısa-çok kısa şeklinde beş bölüme ayıracağım.

2-4 haftalık dönemi kapsayan tahminleri çok uzun vade, 7-14 gün süreli tahminleri uzun vade, 3-7 gün süreli tahminleri orta vade, 1-3 günlük tahminleri kısa vade, günlük tahminleri çok kısa vade şeklinde sınıflandırıyorum. Mevsimlik tahminleri bu sınıflandırmaya dahil etmiyorum.

Çok uzun vadeli tahminlerde (2-4 hafta) ECMWF aylık tahmin ürünü, MJO ve diğer tropikal dalgaları, stratosfer verilerini, AO ve NAO indeksleriyle çeşitli analog tahmin yöntemlerini kullanıyorum.

Uzun vadeli tahminlerde (7-14 gün) ECMWF EPS çıktıları, standart sapma haritaları ve diyagramları ile GFS Ensemble haritalarını dikkate alıyorum. ECMWF EPS diyagramları çok başarılı sonuçlar verdiği ve yeterli bulduğum için GFS diyagramlarını uzun vadede dikkate almıyorum. Önceden ECMWF diyagramlarına ulaşmak mümkün olmuyordu. Şimdi böyle bir imkanımız olduğu için 20 çalıştırmadan oluşan ve performans değerlendirmesinde daha gerilerde kalan GFS diyagramı yerine 50 çalıştırmadan oluşan ECMWF diyagramını kullanmayı tercih ediyorum. Senaryoların ağırlıklı kısmının ne tarafta demet oluşturduğu ileriye dönük oldukça tutarlı bir yol göstericidir. Senaryolar arasında ayrılık çoksa ve herhangi bir yöne doğru belirgin bir yığılma yoksa bu sağlanıncaya kadar beklemelisiniz. ECMWF diyagramlarna ulaşamadığınızda GFS diyagramlarını kullanabilirsiniz. GFS ve ECMWF gibi global modellerin ana çalıştırmalarının bu dönemi kapsayan çıktıları diyagramları oluşturan diğer senaryoların büyük bir çoğunluğu tarafından desteklenmediği sürece tek başlarına asla güvenilir değildir. Hiçbir şekilde ciddiye almayın. Bakmadan duramıyoruz, hoşumuza gidiyor diyorsanız değişim ihtimalinin yüksek olduğunu bilin ve modeldeki değişimler yüzünden de modele kabahat bulmayın. Bunun sebebini daha önceki ilgili yazıda belirtmiştim.

Orta vadeli tahminlerde (3-7 gün) yine ECMWF EPS çıktılarıyla standart sapma haritaları, ECMWF ana çalıştırma, GFS ana ve paralel çalıştırma ile UKMO modellerini dikkate alıyorum. Ortak bir noktada buluştuklarında tutarlılık da yüksek oluyor. Veriler arasında ciddi farklar varsa ve standart sapma haritalarında sapma değerleri fazlaysa sapma değerlerinin azalmasını ve farklı model çıktıları arasında uzlaşma sağlanmasını bekliyorum. Bu uzlaşma bazen bir çalıştırma sonra sağlanabilirken bazen daha uzun zaman alabiliyor.

Kısa vadede (1-3 gün) GFS ana çalıştırma çıktılarını ve meteogramlarını, MGM WRF çıktıları ve meteogramlarını, Ukrayna WRF, Yunanistan WRF, Euro4, Skiron ve COSMO modelleri çıktılarını, GFS, ve WRF modelinin skew-t diyagramlarını kullanıyorum.

Çok kısa vadede (1 gün) HollandaAlmanya yer kartlarını, balon ölçüm sonuçlarını, EUMETSAT şimdigörü ürünlerini ve radar görüntülerini yorumlayarak sonuca ulaşmaya çalışıyorum.

Bu veriler dışında çok sayıda farklı veri ve yöntemle de hava tahmini yapmak mümkündür. Ben bu farklı veri ve yöntemlerin önemli bir faydasını görmediğim gibi kafa karışıklığına ve zaman kaybına neden olduğunu gözlemledim. Hiçbir hava tahmin yönteminin atmosferin kaotik yapısı gereği özellikle de süre uzadıkça %100 doğru sonuç vermediği de bir gerçektir. Kişisel olarak tercih ettiğim ve sizlere de tavsiye ettiğim verilere bu yazıda yer verdim. Farklı alternatifleri incelemekte elbette özgürsünüz. Herkese tahminlerinde başarılar dilerim.

 

Kış Havasına Yön Veren 4 Sinoptik Desen

Avrupa kıtasında kış mevsiminde hava koşullarının nasıl olacağını belirleyen ve etkileri ortalama 2 ila 4 hafta kadar süren 4 ana sinoptik desen bulunuyor. Bunları ECMWF ve GFS gibi global modellerin EPS haritalarında gördüğünüz anda 2-4 haftalık sürede Avrupa genelinde havaların nasıl gideceğine yönelik bir çıkarımda bulunabilirsiniz.

4ptrn

Kış Havasına Yön Veren 4 Sinoptik Desen

Bunların ilki klasik pozitif NAO sinoptik desenidir. Orta ve Güney Avrupa’da yüksek basınç, Labrador’dan itibaren Grönland ve İskandinavya boyunca tüm Kuzey Avrupa ile Sibirya bölgesinde alçak basınçlar hüküm sürer. Kuzey Avrupa’da alçak basınç sistemlerine bağlı olarak fırtınalı ve yağışlı günler, Avrupa’nın orta kesimleri ve tüm Akdeniz kuşağıyla birlikte ülkemizin güney ve batısında yüksek basınç etkisinde durgun havalar gözlenir. Yüksek basınç alanının yayılma şekline göre ülkemizin diğer bölgeleri de bu durgun havaların etkisine girebildiği gibi bazen de Doğu Akdeniz’de gelişen depresyonlar veya kuzeyden sarkan polar kökenli hava kütleleri sayesinde yağışlı günler geçirebilmektedir.

nao+

Pozitif NAO

İkincisi klasik negatif NAO sinoptik desenidir. Labrador, Grönland ve İzlanda bölgesi tamamen yüksek basınç etkisine girmiş normal şartlarda bu bölgede bulunması gereken kutbi girdap Avrupa kıtasının içlerine kaymıştır. Yüksek basınç alanının alacağı şekle göre bu sinoptik desene bazen Grönland engellemesi (blocking) de denilmektedir. Dönüş hareketlerine bağlı olarak siklonların batısında kalan yerlerde soğuk, doğusunda kalan yerlerde ılık havalar görülür. Kıta genelinde rüzgar ortalamaları yükselir. Ülkemizin tamamına yakınında çoğunlukla lodos ve ılık hava ile batı kesimler başta olmak üzere yağmurlar görülebilirken Karadeniz kıyıları boyunca fön rüzgarları etkisini gösterebilir.

nao-

Negatif NAO

Üçüncüsü Atlantik sırtı (Atlantik ridge) denilen sinoptik desendir. Atlantik üzerinde güçlü bir yüksek basınç alanı Avrupa’da ise alçak basınçlar hüküm sürer. Cenova körfezi dolaylarında ardı ardına gelişen depresyonlar ülkemizi de etkiler ve çoğunlukla ılık karakterli yağışlı havalar görülür. Orta Avrupa’da özellikle Alp dağları çevrelerinde yoğun kar yağışları en fazla bu sinoptik desende görülmektedir.

ar

Atlantik Sırtı

Dördüncüsü ise İskandinav engellemesi (Scandinavian blocking) denilen sinoptik desendir. Kuzey Avrupa’ya yerleşen yüksek basınç alanının dönüş hareketine bağlı olarak ülkemizde soğuk hava ve kar yağışları en çok bu sinoptik desende görülmektedir. Yüksek basınç merkezi bazen İngiltere üzerine bazen de İskandinaya üzerine ve doğusuna kayabilmektedir. Batıya yerleştiği zaman denizel polar hava kütleleri (İzlanda kökenli) Balkanlar ve Kırım üzerinden, doğuya yerleştiği zaman ise karasal polar hava kütleleri (Sibirya kökenli) Kırım ve Kafkaslar üzerinden güneye inme imkanı bulabilmektedir.

sca

İskandinav Blokajı

Aralık son günlerinden ocak ayı sonlarına kadar geçen dönemde yukarıda bahsettiğimiz sinoptik desenlerin dördünü birden görme şansımız oldu. Şubatın ilk günlerinde de pozitif NAO deseni görülecek. Kışın geri kalanında neler olacağını ise EPS haritalarını takip ederek tahmin etmeye çalışacağız.

Kaynak: http://onlinelibrary.wiley.com/doi/10.1002/jgrd.50246/full

Şubat’ta Havalar Nasıl Olacak?

Kasım ve aralık aylarında analog ve sayısal tahmin verilerinden kaynaklı beklentilere paralel giden basınç dizilimleri ve buna bağlı hava koşulları, yılbaşında ülkemizi etkileyen soğuk hava dalgasının mimarı olan yüksek basıncın marifetiyle kutbi girdabın darbe alması sonucunda ocak ayında büyük değişkenlik gösterdi ve aralık ayı ortalarında blogdan paylaştığım aylık tahminin özellikle yağış yönünden ciddi sapma göstermesine neden oldu. Pozitif indekslerin rotası bir anda negatife dönerek ülkemizin de içinde bulunduğu orta enlemlerdeki ülkelerde yağışların artmasını ve çoğu yerde ay ortalamalarının üzerine çıkmasını sağladı. Yakın gelecekteki muhtemel kuraklık tehlikesi de önemli ölçüde atlatılmış oldu.

Soğuk ve yağışlı geçen bir ocak ayının ardından kutbi girdap kendini yeniden toparlayıp güç kazanmış olsa da kasım ve aralık ayındaki çok güçlü görüntüsüne geri dönmesi artık zor görünüyor. Bu nedenle aylık tahminleri iki hatta üç parçalı periyotlara bölerek yapmak gerekebilir. Ben de şubatla ilgili aylık tahminimi iki bölüme ayırmayı uygun görüyorum.

Orta vadeli tahminlerde tutarlılığı en yüksek verilerden olan ECMWF EPS diyagramlarına göre şubat ayının ilk yarısı içinde ülkemizi etkileyecek ciddi bir soğuk hava dalgasına yönelik güçlü bir sinyal gözükmüyor. Kasım ve aralık ayındaki ısrarcı patern benzer şekilde şubatın ilk yarısında da görülebilir. Bu dönemde görülmesi muhtemel yağışlı sistemler çok kısa süreli olabilir ve genel olarak yüksek basınç etkisinde durgun,sisli ve kirli havalar görülmesi yüksek ihtimaldir. Ayrıntılar hakkında ve ülke geneliyle ilgili net bir fikir vermese de sadece aşağıdaki diyagrama bakarak bile bu sonuç çıkarılabilir.

chart

ECMWF mevsimlik tahmin modeli şubat ayında sıcaklık ortalamalarının Avrupa geneliyle birlikte ülkemizin batısında mevsim normallerinin üzerinde doğuda ise normallerinin altında olacağını öngörmektedir. Yağış ortalamalarının ise tüm Akdeniz kuşağıyla birlikte ülkemizin güney ve batı kesimlerde normallerin altında Doğu Karadeniz’de ise normallerin üzerinde olacağı öngörülmektedir. Bu görüntüler bildiğiniz gibi genellikle AO ve NAO indeksleri pozitifken karşımıza çıkmaktadır.

ecm2

ecm3

Hatırlayacağınız gibi kasım, aralık ve ocak ayı için de yukardakine benzer görüntüler olmakla birlikte ocak ayı tahmini gerçekleşmemişti ancak bu gibi veriler uzun vadeli tahminler yapılırken mutlaka dikkate alınması gereken verilerdir ve özellikle ECMWF mevsimlik tahmin ürünü bu konuda tutarlılığı yüksek verilerden biridir.  Atmosferin kaotik yapısı nedeniyle analog veya sayısal herhangi bir tahmin yönteminin %100 doğru sonuç vermesi beklenemez.

Kışın başından bu zamana kadar indekslerdeki hareketlerin MJO analoglarıyla uyumlu gittiğini gördük. Kasım ve aralık aylarında Hint Okyanusu üzerinde dolanan döngüye bağlı olarak indeksler uzun süre pozitif gitmişti. Aralık sonlarında başlayan hareketlilik NAO, AO, PNA gibi indekslere de yansıdı. ECMWF verilerine göre benzer hareketlilik şubatta da devam edecek gibi görünüyor.

ecmmjo

Şubatın ilk yarısı çoğunlukla 3 ve 4. bölgede geçeceğinden daha önceki ilgili yazıda belirttiğim gibi bu dönemde indekslerin pozitif gitmesi yüksek bir olasılıktır. GFS ensemble ürünlerinden elde edilen AO indeks tahminleri de bu durumu desteklemektedir.

Figure1al

Şubatın ikinci yarısında ise MJO döngüsünün 5. ve 6. bölgeye geçiş yapacağı öngörülüyor. Ülkemizi etkileyen soğuk hava dalgalarında önemli rol oynayan Azor ve İskandinav blokajının çoğunlukla bu dönemlerde gerçekleştiğini görüyoruz. En son yılbaşı sisteminin MJO döngüsü 5. bölgedeyken gerçekleştiğini hatırlatmak isterim. MJO döngüsünün şubattaki muhtemel hareketleri 20 Aralık-10 Ocak arası dönemle benzerlik göstermektedir. Bu nedenle şubat ayının ikinci yarısı ilk yarısına göre daha hareketli geçmeye adaydır diyebiliriz. Yılbaşındaki sistemde gördüğümüze benzer bir basınç dizilimi şubat ikinci yarısında tekrar görülebilir. Ayrıntıları hakkında ise şimdiden birşeyler söyleyebilmemiz mümkün değildir.

OLR analogları da tutarlılığı çok yüksek olmasa da şubatın ikinci yarısında Azor yüksek basıncı kaynaklı bir engelleme öngörmektedir.

fig31lpGüvenilirliği tartışmalı olsa da bir analog tahmin yöntemi olarak ilave etmemiz gerekirse basınç dizilimleri ve hareketleri bakımından bu kışla büyük benzerlikler gösteren ve tıpkı bu kış gibi süper el nino etkisinde geçen 1983 kışının şubat ayının 2. yarısında da benzer görüntüler karşımıza çıkmaktadır.

Rrea00119830218

Özetlemek gerekirse ilk yarısı bu kışın aralık, ikinci yarısı ise ocak ayına benzeyen bir şubat ayı geçireceğimizi tahmin ediyorum.

Wetterzentrale Yenilendi

Amatör meteorologların ilk göz ağrısı ve modelleri takip ederken halen öncelikle kullandıkları internet sitelerinden biri olan Wetterzentrale, yıllar sonra tasarımını değiştirerek içeriğini zenginleştirdi. Eski versiyonda olmayan farklı ülkelere ait çok sayıda model, navigasyonlu meteogram, skew-t diyagramları gibi özellikler yeni versiyonda bulunuyor ve zaman zaman başka ilaveler de yapılıyor. Daha başka yenilikleri sitede dolaşırken farkedeceksiniz.

wetter

Eski versiyon halen yayında olsa da özellikle modellerin güncellenmesinde bazı gecikmeler yaşanabilmektedir.

Yenilenmiş sayfaya http://www.wetter-zentrale.de/ adresinden ulaşabilirsiniz.

 

Meteoroloji Radarıyla İlgili Temel Bilgiler

Radar görüntüsü nowcasting (şimdigörü) için kullanılan en önemli meteorolojik verilerden biridir. Bu yazıda radarlarla ilgili bazı temel bilgiler paylaşacağım.

Bu konuyla ilgili vereceğim ilk bilgi MGM sitesinden yayınlanan radar görüntülerinin saatiyle ilgili. Gördüğünüz saatler UTC bir başka ifadeyle GMT yani 0 derece boylamındaki saat dilimine göredir ve ülkemizde kış saati uygulaması olduğu dönemlerde +2 yaz saati uygulaması olduğu dönemlerde ise +3 saat ilave edilmelidir. Yine bu görüntülerin yaklaşık 15 dakikalık bir gecikmeyle yansıtıldığını da belirtmemiz gerekir. Radardaki son görüntüde size çok yaklaşmakta olduğunu gördüğünüz bir kütle o sırada tam üzerinizde olabilir veya çok hızlı hareket ediyorsa üzerinizden geçip gitmiş de olabilir. Aşağıdaki resimde ayrıca İstanbul radarının 370 km. çapında bir alanı tarayabildiğini de görüyoruz

rzvma7

MGM sitesinde radar ürünleriyle ilgili bazı açıklamalar verilmiştir. Bir kez de buradan paylaşalım.

PPI: Meteorolojik radarların en temel ürünü olarak bilinir ve radar kapsama alanının genel olarak taranması ve izlenmesi amacıyla kullanılır. PPI ürünü, Z (reflektivite), V (hız), W (spektral genişlik) ve R (yağış oranı) parametreleri ile ilgili bilgi içerecek şekilde elde edilebilir. PPI ürünü sistemin konumu ve şiddeti ile ilgili bir öngörü ürünüdür. Sadece PPI ürününe bakılarak tarama alanının altındaki veya üstündeki kütleler tespit edilemez.

MAX: Hadiselerin daha aktif olduğu seviyeler ve hava kütlelerinin yoğun çekirdekleri hakkında bilgiler verir. MAX ürünü aynı anda 3 farklı gösterim içerir. 360°lik düzlemsel görüntü, hacimsel tarama içerisinde her bir piksel için dikey yönde (dikey sütunda) tespit edilen maksimum değeri verir. Görüntünün üst tarafındaki gösterim, doğu – batı doğrultusunda, herbir yatay seviye için ölçülen maksimum değeri, görüntünün sağ tarafında kalan gösterim ise, kuzey – güney doğrultusunda her bir yatay seviye için ölçülen maksimum değeri gösterir.

VIL: Alt ve üst seviyesi tanımlanan atmosferik tabaka içerisinde bulunan su içeriğinin anlık tahminsel değerini verir.

Radar görüntüsüyle ilgili en çok karşılaştığım sorular üzerimizde yağış görünüyor ama neden yağış yok veya radarda kütle yok ama yağış var bu nasıl olabiliyor şeklinde. Aşağıdaki resimde üst tarafta kütlelerin batı doğu doğrultusundaki dikey profilini sağ tarafta ise kuzey güney doğrultusundaki dikey profilini görüyorsunuz. 5.1 ve 10.2 gibi sayılar ise bulut tepe yüksekliklerini kilometre cinsinden göstermektedir. Böylece bulutun stratus tipi hafif yağışlar bırakan sığ bir bulut mu yoksa cb gibi dikine gelişim gösteren şiddetli hava olaylarına neden olabilecek bir bulut mu olduğunu görebilmekteyiz. Siyah renkle işaretlediğim yerler dağ ve tepe gibi fiziki şartlar veya radarın bulunduğu noktanın yükseltisi nedeniyle radarın göremeyip tarayamadığı kör noktalardır. Radar ışını dünyanın yuvarlak olmasından dolayı mesafe uzadıkça yükselir, bu nedenle radardan uzaklaştıkça görüntü kalitesi de düşer. Bu bölgelerle ilgili sağlıklı bir analiz yapılamaz. Diğer kısımlarda ise bulut ve yağış miktarıyla ilgili analizler yapılabilir. Kırmızıyla işaretlediğim bölgede görülen boşluklar buluttan çıkan yağışların yere ulaşamadan buharlaştığını göstermektedir. Bu yağış tipine virga denilmektedir. Radarda üzerimde kütle var fakat neden yağış yok sorusunun cevabı da öncelikle burada saklıdır.

mglmax6

Virga aşağıdaki skew-t diyagramında göreceğiniz gibi üst seviyelerin nemli fakat yere yakın katmanların daha kuru olduğu zamanlarda görülen bir yağış tipidir.  Sıcak cepheyle gelişen yağışlar öncesinde ve özellikle bahar ve yaz mevsimlerinde Anadolu’nun dağ sıralarının ardında kalarak nem sıkıntısı görülen yerlerinde bu yağış tipiyle sıkça karşılaşılabilmektedir.

17219_16012612_2606

Radarda yağış miktarıyla ilgili en sağlıklı veriyi VIL ürünü sunmaktadır. Aşağıdaki radar görüntüsü VIL  ürününe göre sağdaki yağış miktarı sınıflandırmasını gösteren çizelgeyi dikkate alacak olursak İzmir’e düşecek yağış hafiftir ve 1 kilogramın altında kalacaktır. Bu görüntüde kırmızı renk görseydik İzmir’e tahmini olarak 25 kg civarında bir yağışın düşeceğini söyleyebilirdik. Sadece PPI ve Maks ürününe bakarak üzerimizde sarı renkler var, yeşiller var ama yağış hafif veya açık yeşil var ama yağış iri taneli ve kuvvetli gibi ifadeler kullananların sayısı az değil. PPI ve Maks ürünlerinden kaynaklanabilecek bazı yanlış algılamaları da VIL ürünü sayesinde telafi edebilirsiniz.

izmvil15

Aşağıdaki radar görüntüsünde Karadeniz açıklarında bulunan bulutların tepe yüksekliklerinin 5 kilometreyi geçtiğini ve su içeriğinin fazla olduğunu görebiliyoruz. Bulutlarla yer seviyesi arasında boşluk yok ve yağışların neredeyse tamamı yer seviyesine ulaşabiliyor.

trbmax14

Aşağıdaki radar görüntüsünde dikine gelişim gösteren cb bulutları ve dolu, hortum gibi şiddetli hava olaylarına neden olan süperhücreler görülmektedir. Bulut tepe yükseklikleri 10 kilometrenin üzerindedir.

resim-radar-2-haziran-ankara

Aşağıdaki görüntüde bulut seviyelerinin çok düşük olduğu sığ deniz etkisi yağışları görülüyor. Bulut tepe yükseklikleri 2 kilometrenin de altındadır.

istmax7

Şimdi gelelim radarda yağış görünmüyor fakat yağış var bu nasıl oluyor sorusunun cevabına. Stratus tipi bulutlarla oluşan çisenti, kar greni gibi çok hafif yağışlar bazen radar tarafından algılanamamaktadır. Bulutun radarın bulunduğu noktanın altında bir seviyede olması durumunda bulutlar radarın görüş açısı dışında kaldığı için yağışı yakalayamamaktadır.

Örneğin yaklaşık 1.200 metre yükseklikteki Ankara Elmadağ radarı bu seviyenin altında kalan bir buluttan gelişen kar greni gibi bir yağışı göremez. Orografik yağışlarda da benzer sıkıntılar yaşanabilmektedir. Hatay radarı ise Amanos dağlarının engel olması nedeniyle bu dağı aşan kütleleri görememektedir. Doğu bölgelerinde radar kurulmamasının sebebi de bölgedeki yüksek dağlardır. Çeşitli sebeplerden radarın kapsama alanı dışında kalan yerlerde yağış gelişse de radar bunu algılayamaz.

hqdefault

Dünya üzerindeki diğer radar görüntüleri için http://wrd.mgm.gov.tr/miscellaneous/image-links.aspx?l=tr ve http://www.skyclear.ro/radar.html adreslerini kullanabilirsiniz.

Meteoroloji radarlarıyla ilgili çok daha ayrıntılı bilgiye şu adresten ulaşabilirsiniz.

Sıcak Cepheyle Gelen Kar Yağışları

Sıcak hava kütlesinin önündeki soğuk havayla karşılaşıp onun üzerinde hareket etmesiyle oluşan cepheye sıcak cephe denir. Sıcak cephe yaklaşırken en belirgin gözlemler basınç düşüşü, nem oranının artması ve çiy noktası sıcaklığının düşmesidir. Hava kararlıdır. Bulut tepe noktaları yüksektir. Gökyüzü kapalılık oranı fazladır. Kasvetli bir görüntü ortaya çıkar ve bazen yağış anında sis de görülebilir ve görüş düşebilir. Sıcak cephelerin hareketi yavaştır yağış süresi uzundur. Yağışın büyük bölümü cephe önünde ve üzerinde görülür. Şartlar uygunsa kar şeklinde başlayabilen yağışlar hava sıcaklığı aşırı düşük değilse zamanla sulusepkene, donan yağmura ve yağmura dönüşebilir çünkü cephe önündeki sıcaklık arkasına göre daha düşüktür. Soğuk cephede ise bildiğiniz gibi bu durum tam tersidir.

Ülkemizde kış aylarında Afyon, Konya, Ankara gibi iç kesimlerdeki şehirlerde görülen etkili kar yağışları çoğunlukla sıcak cepheyle gerçekleşmektedir. Çok soğuyan kara yüzeyi üzerine Akdeniz’den gelen ılık ve nemli hava kütlesi yer seviyesi sıcaklıklarının sıfırın altında seyretmesi nedeniyle kar şeklinde yağış bırakmaktadır.wfront_xsectcrop

Bu cephe tipinde bazen üst seviyelerde ılık katman bulunabildiğinden buz ve donan yağmur gibi yağış tipleri de görülebilmektedir.

overrunning-thumb-398x175-90545

Yer kartlarında gördüğünüz cephelerde cephenin önünde hareket yönü gösterilmektedir. Soğuk cephelerdeki üçgenler, sıcak cephelerdeki yarım daireler nereyi gösteriyorsa cephenin hareket yönü de orasıdır. Aşağıdaki yer kartında pazartesi gün ortasında Balkanlar üzerinde bulunan sıcak cephenin güneydoğuya doğru hareket edeceği görülmektedir. Atmosferin tüm katmanlarında sıcaklık değerlerinin uygun olması ve yağışların ılık Akdeniz üzerinde oluşarak değil de görece daha soğuk olan Balkanlar üzerinden geçerek gelecek olması nedeniyle salı sabah saatlerinden itibaren Marmara Bölgesi’nde Trakya ve İstanbul başta olmak üzere sıcak cepheyle kar yağışları görülme ihtimali yüksektir.

pl2512_large

Soğuk cephe önünde yer seviyesi sıcaklığı yükseldiğinden yağışın kara dönüşerek örtü oluşturması zaman alabilirken sıcak cepheyle oluşan kar yağışlarında cephe önünde zemin sıcaklığı düşük olduğundan sıcaklık uygun değerlerdeyse yağan kar daha çabuk örtü oluşturabilir. Ancak sıcaklık değerlerine bağlı olarak yağan karın süresi ve kalitesi de kar örtüsü bakımından önemlidir.

Türkiye’nin Kar Rekortmeni Bitlis

Doğu Anadolu’nun yüksek rakımı nedeniyle bölge illerine kış mevsiminde düşen yağışların büyük bölümü kar şeklinde olmaktadır. Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün kar kalınlıklarını gösteren sayfasında Bitlis her sene birinci sıraya yerleşmekte ve bu birinciliği kimselere kaptırmamaktadır.

Aşağıdaki resim 3 gün önce çekilmiş. Tek katlı bir ev neredeyse kara gömülmüş. Benzer resimleri her sene görebiliyoruz. Şehirde toplam kar kalınlğının 10 metreyi aştığını gazetelerden okuyoruz.

bitlis-te-evler-ve-araclar-kar-altinda-8024626_1469_m

Bitlis’in bölgedeki diğer şehirlere göre daha fazla kar almasının sebebi acaba ne olabilir? Akdeniz’den gelen ılık ve nemli hava kütlesi Güneydoğu Toroslar boyunca yükselerek kuvvetli yağışlar bırakabilmektedir. Bu nedenle Tunceli, Bingöl, Muş gibi şehirlerde de yoğun kar yağışları görülebilmektedir ancak hiçbiri Bitlis’in kar kalınlığı rekorunu kırmayı bırakın yanına bile yaklaşamamaktadır.

dogu_anadolu_bolgesi_haritasi

Dağ sıralarının ardında kalan yerlerde yer seviyesinde nem oranı düşmektedir. Bu durum yağış miktarlarının azalmasına neden olur. Trakya’nın Istıranca Dağları’nın sırtında kalan kesiminde Lüleburgaz taraflarında, İç Ege’de Afyon, Kütahya dolaylarında, Karadeniz’in iç kesimlerinde Amasya, Tokat Gümüşhane, İç Anadolu’da Ankara, Kırşehir, Konya gibi şehirlerde Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da yağış ortalamalarının kıyılara göre daha düşük olmasının ana nedeni nem sıkıntısıdır. Yer seviyesinde nemin bol olduğu yerlerde yağışlar da bol olmaktadır.

Bitlis’in kar rekortmeni olmasında öncelikli pay sahiplerinden biri de yer seviyesinde nem dopingi sağlayan Van Gölü’dür. Bölge insanının büyüklüğü nedeniyle Van Denizi dediği bu büyük göl, normal şartlarda Erzurum, Tunceli, Muş ya da Bingöl kadar kar alması gereken Bitlis’in havasını nemlendirmekte ve yağış ortalamalarının artmasını sağlamaktadır.

knbbmv

Skew-t diyagramını gözünüzün önüne getirdiğinizde Bitlis üzerinde çiy noktası sıcaklığı ile hava sıcaklığını gösteren 2 çizgi atmosferin yer seviyesine yakın kesiminde birbirine yakınlaşmaktadır. Aynı sebepten Van’ın Bahçesaray ilçesi de fazla miktarda kar almakta ve oradaki yollar da aylarca kapalı kalmaktadır.  Bölgedeki diğer şehirlerde ise bu 2 çizginin arası nispeten daha açıktır ve yağış miktarı da doğal olarak daha az olmaktadır.

Özetlemek gerekirse Akdeniz’den gelen ılık ve nemli hava kütlesinin Güneydoğu Toroslar boyunca yükselmesi ve Van Gölü’nün alt seviyelerde ekstra nem katkısı sağlamasıyla Bitlis kar kalınlığı rekorları kırabilmektedir.

Yeni Soğuk Hava Dalgası Ne Zaman?

Yıllar sonra yılbaşına beyaz örtüyle girmemizi sağlayan soğuk ve kar yağışlı sistemin tadı damağımızda kaldı. Şimdi herkes yenisi ne zaman gelir diye merak ediyor. Bize soğuk havayı taşıyan İskandinav yükseği kutbi girdaba ciddi bir darbe vurdu ve değişen sinoptik desen nedeniyle toparlanması da zor görünüyor. Kasım ve aralık ayını kurak geçirmemize neden olan yüksek basınç etkisini kaybetti ve yerini alçak basınçlara bıraktı. Bundan sonra orta vadede yağışlı gün sayılarımızda artış görülmesini bekleyebiliriz.

Stratosfer verilerine baktığımızda grafiğin en altında ocak ayı ortasında kısalan okları görüyoruz.

fluxes

Bunun bir engelleme (blocking) sinyali olduğunu daha önceki yazımızda belirtmiştik. Engellemenin hangi boylamlar arasında olduğu bizim soğuk ya da ılık tarafta kalacağımızı belirliyor.  Son verilere göre MJO döngüsünün hızlı bir şekilde Hint Okyanusu üzerine doğru yol alacağı anlaşılıyor. Bugünlerde negatif olan indekslerde ilerleyen günlerde muhtemelen ocak ayı ortalarında pozitife doğru bir hareket görülmesi yüksek ihtimaldir.

İndekslerde negatiften pozitife doğru hareketin görüldüğü dönemlerde basınç dizilimlerinde ülkemizi bir soğuk ve yağışlı hava dalgasının etkileyeceği şekilde hareketlenmeler olması da yine daha önceki bir başka yazımızda belirttiğimiz gibi istatistiksel olarak yüksek bir ihtimal gibi görünüyor.

Son ECMWF diyagramlarına baktığımızda Balkanlar’da ay ortasından itibaren ciddi bir soğuk hava dalgasının etkili olma ihtimalinin yükseldiğini bu yönde sinyallerin güçlendiğini görüyoruz.

lvvr1q

İstanbul diyagramında da bu yönde senaryolar artmış olmakla birlikte henüz Balkanlar’daki kadar güçlü bir sinyal yok. Soğuk hava dalgasının ılık tarafında kalma ihtimalimiz halen devam ediyor. Sonraki çalıştırmalarda sıcak senaryoların soğuk tarafa geçip geçmeyeceğini izlememiz gerekiyor.

vnn7pm

İlerleyen günlerde başta ECMWF EPS çıktılarını ve diyagramları takip ederek sistemin olası rotası hakkında fikir yürütmeye çalışacağız.

Bu veriler ışığında bir soğuk ve yağışlı hava dalgasının 17-18 Ocak civarında Balkanlar üzerinden gelerek kuzeybatı kesimlerden giriş yapıp ülkemizi etkilemesi mümkündür diyebiliriz. Bu sistemin tam olarak hangi gün, nerelerde ne şekilde etkili olacağı, gelmesi muhtemel soğuk hava dalgasının gücünün kıyılarda yağışların kar şeklinde görülebilmesi için yeterli olup olmayacağı ve yağış miktarı gibi konularda da günler yaklaştıkça ECMWF IFS, GFS ve UKMO gibi modellere bakarak tahmin yürüteceğiz.

Sistemin netlik kazanması durumunda ayrıntılarına blogdaki başka bir yazıda yer verilecektir.