2018-2019 Kışı Sürprizlere Gebe !

Fala inanma falsız da kalma düşüncesinden hareketle hem dünyanın önde gelen meteoroloji servislerinin önümüzdeki kışla ilgili beklentilerini hem de kişisel analizlerim sonucu ortaya çıkan kış tahminimi bu yazı vesilesiyle sizlerle paylaşıyorum.

fal1

2018-2019 kışı hareketli bir kış olacak gibi görünüyor. Mevsimlik tahminlerin tamamına yakını ülke genelinde ortalamaların üzerinde yağış öngörürken sıcaklık ortalaması yönünden farklılıklar bulunmaktadır.

ECMWF

ecmwfs

ecmwfy

ırısck

ırıygs

moscowy

moscows

accus

sst

Okyanus sıcaklıklarına bakıldığında geçtiğimiz aylarda ısrarlı bir şekilde devam eden pozitif NAO paterni ve buna bağlı gerçekleşen ısı transferi nedeniyle Kuzey Atlantik sularının normaline göre soğuk olduğu görülüyor. Aralık ayında negatif olması beklenen NAO endeksinin zamanla toparlanıp tekrar pozitif seyretmesi muhtemeldir. Kuzey Pasifik sıcaklığının normaline göre yüksek seyretmesi ise pozitif PNA ihtimalini arttırmaktadır.  Kuzey kutbundaki pozitif sıcaklık anomalisi ve buna bağlı olarak normaline göre az olan deniz buzu miktarı negatif AO olasılığını arttırmaktadır.

enso

ENSO cephesinden fazla kuvvetli olmayan El Nino sinyalleri geliyor. 0,5-1 arası bir ortalamayla sezon geçilecektir.

aoindex

Met Office mevsimlik tahmin modeline göre AO endeksi ortalamasının hafif negatif olması beklenmektedir.

qbo1

QBO salınımı doğuludan batılıya geçiş evresinde. Geçmişte benzer konumda bulunduğu kış mevsimleri içinde soğuk ve kar yağışlı olanlar çoğunlukta olsa da ılıman geçmiş kışlar da var. Bu veri önümüzdeki kış için güçlü bir sinyal vermiyor.

eurasia

Ekim ayı Avrasya kar örtüsü bu sene ortalamaya yakın gerçekleşti. Bu nedenle geçen senenin aksine soğuk hava dalgalarının bizi teğet geçme ihtimali daha düşük diyebiliriz. Soğuklar ülkemize doğru kolay bir şekilde inebilecektir.

güneşlekesi1

Güneş lekesi sayısı bugün itibariyle sadece 13. Güneş lekesi sayısının az olduğu dönemlerde kış mevsimlerinde AO ve NAO endekslerinde negatif ortalama görülme ihtimali artmaktadır.

stratosStratosfer girdabı baskılara direndi ve bölünmedi. Daha alt seviyelerde ise bölünme gerçekleşti ve NAO endeksi negatife gitti. Stratosferde görülen bu direnç oldukça önemli ve negatif NAO endeksinin sonraki haftalarda nötr hatta pozitif değerler alabileceğini gösteriyor. Böylece ilk etapta Avrupa’yı etkilemesi muhtemel soğuk hava dalgaları zamanla ülkemize doğru da yönelebilecektir.

Ekim kasım dönemindeki sinoptik analizine baktığımızda ise şunları söyleyebiliriz. Kuzey kutbunda ölçülen rekor sıcaklıkların ardından kasım ayı içinde önümüzdeki kışa ciddi yansımaları olabilecek bazı gelişmeler yaşandı. Bunlardan en önemlisi İskandinavya üzerinde gelişen oldukça güçlü ve sıradışı denilebilecek bir yüksek basınç alanı ve bunun bir yansıması olarak normalde Grönland/İzlanda arası bölgede dolaşması gereken alçak basınçların yer değiştirerek Avrasya’ya doğru savrulması. Dikkat çekici olan nokta ortalama olarak 20 senede 1 görülen ve görüldüğünde de kuzey yarımküre genelinde oldukça sert kış koşullarının görülmesine neden olan bir olay geçtiğimiz günlerde tekrar yaşanmış oldu. Böylelikle önümüzdeki günlerde tüm Avrupa kıtası Atlantik’teki alçak basınç sistemlerinin kuvvetlendirdiği güneybatılı ılık rüzgarların yerine kuzeyden esen soğuk rüzgarların etkisine girmeye başlayacaktır. Bu dönemde Avrasya bölgesinde ise yoğun kar yağışları görülecektir. Avrasya bölgesinde kar örtüsünün hızlı bir şekilde artması  yaklaşık 1 ay kadar sonra termik yüksek basınç alanlarının batıya doğru genişlemesine neden olabilir. Diğer uzun vadeli tahmin verilerini çeşitli istatistiklerle harmanladığımda ülkemiz için aralık ocak şubat ayları için beklentim aşağıdaki gibidir.

   ARALIK

aralık2018-500

-NAO +EA -EA/WR -SCAND +PNA +POL yansıması olarak ülkemizde genel olarak lodos ağırlıklı rüzgarlarla ılık karakterli zaman zaman yağışlı bir aralık ayı bekliyorum. İstanbul gibi yerlerde sezon açılışı olarak tadımlık bir kar yağışı ve ince bir kar örtüsünden fazlası beklenmemeli.

 OCAK

ocak2019-500

-SCAND + POL diğer indekslerin ise nötr olmasını bekliyorum. Ocak ayı içinde ülkemizde birden fazla kar fırtınası görülebilir. Her sistem “godzilla*” adayıdır. Kılpayı Balkanlara doğru kaçabilir veya ülke genelini etkileyebilir. Basınç dizilimlerini takip etmek gerekir.

ŞUBAT

şubat2019-500

Nötr NAO +EA +EA/WR + POL Nötr PNA Nötr SCAND bekliyorum. Şubat ayı içinde de en az 1 tane “godzilla*” adayı sistem beklenebilir.

*Godzilla: Kıyılarda bile günlük hayatı olumsuz etkileyecek, ulaşımda aksamalar yaşatabilecek türde kar yağışlarına neden olan sistemler.

3 aylık ortalama sıcaklık ve yağış sapma haritaları için JAMSTEC kasım güncellemesinin Mart-Nisan-Mayıs ayları için beklentisini kış aylarına uyarlayabiliriz. Zaten ilginç bir gözlem olarak şunu da söyleyebilirim JAMSTEC ilkbahar tahminleriyle gerçekleşen kış sıcaklık ve yağış anomalileri arasındaki korelasyon daha yüksektir.

temp2-glob-mam2019-1nov2018

jamstec2

Özetlemek gerekirse oldukça hareketli ve sürprizlere açık bir kış bizleri bekliyor. Sadece ülkemizde değil tüm kuzey yarımkürede. Kim bilir belki de o sene bu senedir.

Kış Kışlığını Yapacak

2016-2017 kışında sıcaklıkların ülkemizin batı yarısında normaller civarında ve yer yer altında doğu yarısında ise normallerinin üzerinde gerçekleşeceğini tahmin ediyorum. Soğuk havanın Avrasya üzerinde depolanmasını, Avrupa kıtasının orta ve doğu kesimlerinin sert bir kış geçirmesini bekliyorum. Amerika kıtasının ise özellikle doğu kesimleri başta olmak üzere son yılların aksine ılıman bir kış geçireceğini tahmin ediyorum.

2016-kis

Yağışların ülke genelinde ortalamaların üzerinde gerçekleşeceğini tahmin ediyorum. Yüksek rakım avantajıyla iç ve doğu kesimlerde bol miktarda kar yağışı görülebilecektir. İstanbul gibi yerlerde kar yağışı miktarı basınç dizilimlerine göre ciddi farklılıklar gösterebilir fakat ortalama bir kışta yağan miktarın üzerinde kar alacağını Trakya kesiminin de son kışlarda yaşadığı kar özlemini bu kış fazlasıyla gidereceğini tahmin ediyorum. Sonbahar genelinde gözlenen meteorolojik kuraklığın kışın devam etmesini beklemiyorum. Akdeniz kuşağında bulunan ülkelerde yağışların ortalamanın üzerinde gerçekleşmesini bekliyorum.

2016y

Şimdi gelelim bu tahmini yaparken kullandığım verilere.

Taymir Yarımadası üzerindeki 500mb yükseklik anomalisi ekim ayında pozitif olduğundan kış ayları AO indeksi ortalamasının negatif gerçekleşme ihtimali yüksektir. 2006 kışındaki gibi negatif ağırlıklı ve inişli çıkışlı bir indeks görme ihtimalimiz yüksektir.

taymir

Deniz buzu seviyesi bu sene normalin çok altında ilerliyor.

dnzbuz

Deniz buzu seviyesinin normal altında ilerlediği senelerde ekim ayı Avrasya kar örtüsü anomalisi genellikle normalin üzerinde gerçekleşiyor. Bu sene de öyle oldu.

avrkar

Kasım ayı sıcaklık anomalisi Amerika kıtasında ve kuzey kutbunda normalin üzerinde Avrasya bölgesinde normalin altında ülkemizde ise normaller civarında gerçekleşti. Geçmiş senelerde 5-6 tane benzer örnek var. Soğuk havalar normalde olması gereken daha güneyde dolaşıyor. Tokyo’da 1962’den beri ilk defa kasım ayında kar yağması yağması gibi haberler gelmesi bu durumun bir sonucu.

kasim20016Stratosfer girdabı bu sene geçen seneye göre oldukça farklı bir şekilde ve çok zayıf bir durumda bulunuyor. Bu nedenle farklı bölgelerde Grönland, Azor, İskandinavya, Sibirya gibi yüksek basınç alanlarının yardımıyla omega tipi engellemeler daha kolay gelişebiliyor. Hava akımları geçen sene olduğu gibi genellikle batı-doğu yönünde değil kuzey-güney yönünde gerçekleşiyor.

girdap

QBO salınımı geçmişte görülmemiş bir hareket gösterdiği için buna benzer bir örnek yıl bulunmuyor. Ne gibi sonuçları olacağı öngörülemediğinden bu seferki kış tahminimde dikkate almıyorum. Ayrıca zayıf ilerliyor. Batılı gibi görünse de stratosferdeki durum alışılmış batılı QBO dönemlerindeki gibi değil. Kutup girdabı çok zayıf ve toparlanması kışın ikinci yarısını bulabilir.

qbom

ENSO bölgesinde belli belirsiz bir la nina/nötre yakın ortalama beklendiği için geçtiğimiz sene olduğu gibi ciddi boyutta küresel bir etkisi olacağını düşünmüyorum.

enso

MJO salınımında da önümüzdeki kış boyunca hareketler zayıf olacak gibi görünüyor. Mevsimlik tahmin yönünden yardımcı olabilecek bir durumda değil

mjo

Sonuç olarak 2016/2017 kışı eski kışları anımsatan çetin kışlardan biri olma potansiyeline fazlasıyla sahip. Basınç dizilimleri kaderimizi belirleyecektir. Son birkaç yılla kıyaslandığında ısınma giderlerinin artacağı ve cep yakacağı bir kış olma ihtimalini yüksek görüyorum. Hayırlı uğurlu olsun.

 

 

 

 

 

 

 

Kasım’da Havalar Nasıl Olacak?

Kasım ayına yurdun kuzey, iç ve doğu bölgelerinde sert soğuklarla giriş yapacağız fakat bu soğukların ömrü oldukça kısa görünüyor. 3 gün içinde hızlıca toparlanacak sıcaklıklarla ayortasına kadar olan dönemin büyük bölümünü mevsim normallerinde hatta yer yer normallerin üzerinde sıcaklılarla geçireceğiz. Neredeyse istisnasız her sene yaşanan pastırma ayazı dönemi bu sene kasımın ilk yarısı içinde yaşanacak gibi görünmekle birlikte süresi geçtiğimiz seneye göre daha kısa olabilir.

chart1

Stratosferdeki kutup girdabının bu sene geçtiğimiz seneye göre çok daha zayıf olduğu görülüyor. 10hpa seviyesindeki rüzgarlar da bu nedenle çok zayıf ve bir süre daha bir değişiklik beklenmiyor. QBO indeksi batıya dönmeye başlasa da geçtiğimiz ilkbahardan itibaren süregelen doğulu döngünün etkileri daha yeni yeni hissediliyor diyebiliriz. Kışın sonlarına doğru stratosferde daha farklı gelişmeler olabilir bunları da ayrıca takip edeceğiz.

123123

500hpa seviyesinde de durum doğal olarak pek farklı değil. Sinoptik haritalarda negatif AO ve NAO paterni görüyoruz. Bu gibi durumlarda ülkemiz sıcaklık ortalamaları çoğu zaman normallerinin üzerinde seyrederken yağışlarımızda batı kesimler başta olmak üzere bir miktar artış gözlenmektedir.

20

Normal şartlarda Kanada, İzlanda gibi dinamik alçak basınç bölgelerinde dolaşması gereken siklonlar daha güneyde dolaşıyor. Kutup bölgesinde bulunan çok soğuk hava orta enlemlere taşınıyor. Basınç dizilimlerine göre soğuk hava kütleleri yer değiştiriyor.Kasımın ilk günlerinde Doğu Avrupa ile birlikte ülkemizi de etkileyecek soğuk havaların sonraki durağı Avrupa’nın daha batısındaki şehirler olacak. Kasım ikinci yarısında ise rota tekrar Doğu Avrupa olabilir. Önümüzdeki haftalarda kutup kökenli soğuk havaların orta enlemlerde daha sık dolaşacak olması nedeniyle uygun basınç dizilimlerinin gerçekleşmesi halinde İstanbul gibi kar yağışının geç görülebildiği şehirlerde her sene yağdığından daha erken bir tarihte kar yağışı görülebilir.

Kasım ortalarına doğru Akdeniz boyunca daha fazla hareketlilik olacağa benziyor. Buna bağlı olarak uzunca süre bol yağışlı bir sisteme hasret kalan batı bölgelerin de bu hasreti lodos yönlü rüzgarların kuvvetlenmesiyle büyük olasılıkla sona erecektir.

Bu sene bir ilginç gelişme daha yaşandı kutup girdabı oldukça erken bir tarihte 2 parçaya bölündü ve soğuk havaların kaynağı diyebileceğimiz adeta soğuk hava deposu benzeri bir yapı kendine mesken olarak Avrupa’yı seçti. Bu gelişmelere bakarak önümüzdeki kış mevsiminin geçtiğimiz son birkaç kışın aksine Avrupa kıtasında çok sert geçme ihtimali yüksek göründüğünü söyleyebiliriz. Bu konuyla ilgili daha fazla ayrıntıyı kasım ortası gibi yayınlamayı düşündüğüm kış tahminiyle ilgili yazıda bulabilirsiniz.

Özetlemek gerekirse çok değişken hava koşullarının bir arada görüleceği bir kasım ayı yaşayacağız gibi görünüyor. Kuzeyli-güneyli hava akımlarıyla soğuk-ılık, fırtınalı-sisli,  kurak-yağışlı periyotların kısa aralıklarla görülebileceği ve sıcaklık dalgalanmalarıyla dolu bir ay geçireceğiz.Sıcaklık ve yağış ortalamaları pekçok yerde ay sonu itibariyle mevsim normaleri civarında gerçekleşebilir.

Ekim’de Havalar Nasıl Olacak?

Yazdan kalma havalarla karşılayacağımız ekim ayının ilk günlerinin ardından kuzeyli rüzgarların etkisiyle hava sıcaklıkları hızla azalacak ve yer yer kuvvetli yağışlarla birlikte mini bir kış provası yapacağız. Kombiler, kaloriferler, sobalar erkenden yanacak ve öyle görünüyor ki önümüzdeki kışın ısınma giderleri de geçtiğimiz kışa göre epey fazla olacak.

mt8_istanbul_ens1

Ekimin ilk haftası içindeki bu sıcaklık dalgalanmasına İskandinavya üzerine yerleşecek oldukça güçlü bir yüksek basınç alanına bağlı olarak gelişen omega sinoptik deseni neden olacak. Basınç dizilimlerine bağlı olarak karayele dönecek rüzgar, Rusya üzerinden Balkanlar’a doğru inen mevsimine göre soğuk havanın Trakya’dan yurdumuza girmesini sağlayacak. Ekime başlarken 30 dereceler seviyesinde sıcaklıkların ölçüleceği bazı karasal kesimlerde tek haneli sıcaklık değerleri görülebilecek.

reem1441Yukarıda anlattığımız durumun eylül performansı yüksek olan ECMWF aylık tahmin modelinin ekim ayı ilk haftasına ait çıktılarına yansıması aşağıdaki gibi olmuş. Batı kesimlerde sıcaklıklar ortalamaların altına inerken doğu kesimlerde normallerinin üzerinde kalmaya devam etmesi bekleniyor. Yağışlar da batıda normallerinin üzerinde fakat doğuda normallerinin altında kalacak gibi görünüyor.

ecmsck1

ecmyagis1

Ekimin 2. haftasında ise sıcaklıklar yavaş yavaş normal seviyelerine dönmeye başlayacak. Yağışlar da etki alanını daraltacak ve daha çok kuzey kesimlerde etkisini sürdürecek.

ecmsck2

ecmyagis2

ECMWF aylık tahmin modeli ekim ayının 3. haftasında yurt genelinde önemli bir hava olayı öngörmüyor. Sıcaklıklar artarak normallerinin üzerine çıkacak ve yağışlar çoğu yerde mola verecek. Muhtemelen yüksek basınç nedeniyle iç kesimlerde yer yer sis görülebilir ve hava kalitesinde azalma meydana gelebilir.

ecmsck3

ecmyagis3

Ekim son çeyreğinde ise sıcaklıkların doğu kesimler haricinde normaller civarında seyretmesi bekleniyor. Bu dönemde kuzey kesimler başta olmak üzere yağışlı bir sistem yurdumuzu ziyaret edebilir.

ecmsck4

ecmyagis4

Kutup girdabının geçtiğimiz seneye kıyasla daha zayıf ve kırılgan olduğu görülüyor. Bu durum önümüzdeki haftalarda omega benzeri yapıların oluşumunu kolaylaştırabilir. Hava akımları batı-doğu yönünden daha çok kuzey-güney yönünde gelişebilir.

figure1bi

MJO salınımı son zamanlarda zayıf ilerliyor (dairenin içinde) ve uzun vade için ciddi bir sinyal veremiyor.

emon_phase_manom_51m_full

QBO salınımının normalde 2 yıl civarında tamamlanan döngüsü bu kez daha önceki yıllarda hiç kaydedilmemiş şekilde kısa bir sürede sonlanacak ve 30hpa seviyesinde batıya dönmüşken ekim ayında 50hpa seviyesinde de batıya dönerek tamamen pozitif yani batılı bir hal alacak. Ancak QBO salınımının da önümüzdeki aylarda kuvvetli olması beklenmiyor. Bu nedenle geçtiğimiz sonbahar ve kış aylarında fazlasıyla etki ettiği jet akımları gibi daha alt seviyelerdeki akışlara olan etkisi bu kez oldukça sınırlı olacaktır. Hem ekimde hem de sonraki aylarda alacağımız yağışların geçtiğimiz seneye göre biraz daha fazla olması beklenebilir.

qbo

Geçtiğimiz günlerde medyada yer alan El Nino bitti La Nina geliyor kış çok sert geçecek şeklinde haberler bilimsellikten uzaktır. Önümüzdeki aylar içinde ENSO bölgesinde sıcaklık anomalisi normale yakın seyredecektir. ENSO bölgesinde sıcaklık anomalileri ancak geçtiğimiz sene olduğu gibi büyük değerlerde olduğu zaman küresel boyutta etkiler göstermektedir. Şu anki görüntüsüyle birebir etkileşim halinde olduğu coğrafyalarda bile etkisi sınırlı kalacaktır. Kuvvetli El Nino dönemlerinde Tropikal Pasifik’te buharlaşma arttığından bu bölgedeki yağış miktarları artmakta ve belli bir bölgeye sıkışmaktadır. Küresel su çevrimine bağlı olarak dünyaya düşen yağış miktarı her yıl yaklaşık olarak aynıdır. Tropikal Pasifik’te yağışlar bollaşırken subtropikal yüksek basınç alanları kuzeye doğru itilmekte AO ve NAO gibi indekslerde pozitif ortalamalar gözlenmekte, Türkiye gibi pekçok orta enlem ülkesinde geçen sene olduğu gibi yağışlar azalmaktadır. Kuvvetli La Nina dönemlerinde ise bu durumun tersi bir tablo ortaya çıkmaktadır. Tropiklerde yağışlarda azalma gözlenirken orta enlemlerde artmaktadır. Bugünlerde olduğu ve önümüzdeki aylarda beklendiği gibi nötre yakın değerlerin ölçüldüğü dönemlerde ise olumlu veya olumsuz herhangi bir etkisi olamamaktadır. Bilinmelidir ki önümüzdeki aylarda ülkemizde sıradışı hava olayları gözlenecek olursa bunun sebebi La Nina olmayacaktır. Başka sebepler aranmalıdır. Ülkemizde gözlemlenen her sıradışı hava olayını El Nino veya La Nina’ya bağlayan ve halkın bu konudaki bilgisizliğinden faydalanarak kolaycılığa kaçan uzmanlara ve bu yöndeki açıklamalarına itibar etmeyiniz.

ssta_c

Son olarak küçük bir analog tahminle yazıyı noktalayalım. Ekim ayında hakim olması beklenen sinoptik desenin geçmişte benzer şekilde görüldüğü ekim aylarının ardından gelen kasım aylarında basınç ortalamaları aşağıdaki gibi gerçekleşmiş. Buna göre kasım ayı içinde Azor yüksek basıncı ve bu yüksek basınç alanının pozisyonuna göre güneye doğru hareketlenmesi muhtemel İzlanda kökenli sistemler görebiliriz.

ekimkasım.JPG

Kış mevsimi basınç ve sıcaklık ortalaması ise aşağıdaki gibi olmuş. İskandinav blokajının hakim olduğu sinoptik desenle birlikte ülkemizde sıcaklıkların ortalamaların altına indiği görülüyor ancak bu görüntüye bakarak yağış durumu hakkında sağlıklı bir yorumda bulunmak zor görünüyor.

kis

Ekim ayı sonunda ortaya çıkacak Avrasya kar örtüsü gibi bazı veriler sayesinde kışla ilgili daha  doğru tahmin yapabilme ihtimalimiz artacaktır.

Kış Mevsimi AO & NAO Sinyalleri

Arktik Salınım AO ve Kuzey Atlantik Salınımı NAO kuzey yarımkürenin hava durumu tahminlerinde kullanılan önemli veriler. Bu verilerin kış genelinde nasıl bir yol izlediği  pekçok ülke için sıcaklık ve yağış ortalaması bakımından belirleyici oluyor. GFS, ECMWF gibi sayısal tahmin modellerinin yanında mevsimlik tahmin modelleri de AO ve NAO’nun muhtemel seyri hakkında bize fikir veriyor. Ancak ne yazık ki bu tahminlerde vade uzadıkça tutarlılık azalıyor. Bazı senelerde başarı sağlanırken bazılarında sağlanamayabiliyor.

Geçtiğimiz kış için Met Office mevsimlik tahmin modelinin AO tahminleri ocak ayı dışında oldukça iyi bir performans göstermişti.

aooo

ECMWF modeli de NAO tahminlerinde yine ocak ayı dışında gayet başarılı sayılabilecek bir performans gösterdi.

naooo

Ancak bu başarıların sağlanamadığı yıllar da var. 2009-2010 kışında mevsimlik tahmin modelleri AO ve NAO tahminlerinde ciddi hataya düşmüşlerdi. Kasım ayında bazı mevsimlik tahmin modellerinin kış ayları AO ve NAO ortalamalarıyla ilgili beklentilerini ayrı bir yazıyla sizlerle paylaşacağım.

Bu yazıda mevsimlik tahmin modellerine alternatif olarak başka bazı veri ve istatistikleri kullanarak kış mevsiminde muhtemel AO ve NAO ortalaması nasıl tahmin edilebilir onu anlatmaya çalışacağım. Bazı senelerde birbirini takip eden aylar arasında ciddi farklılıklar ortaya çıkabiliyor. Aralık ayında pozitif, ocakta negatif, şubatta tekrar pozitif, martta tekrar negatif gibi inişli çıkışlı bir görüntü olabiliyor. Öncelikle söylemem gerekir ki aşağıda göreceğiniz yöntemlerle bu şekilde ayrıntılar tespit edilemez.

Aşağıdaki haritalarda sol tarafta kış mevsiminde AO indeksinin pozitif olduğu kışların 500mb yükseklik, 850mb sıcaklık ve yağış ortalamalarını görüyorsunuz. Sağ tarafta ise negatif olduğu kışların ortalamaları var. Aslında ülkemiz öyle bir konumda bulunuyor ki kuzeybatı kesimler başta olmak üzere indekslerde aşırı negatif veya aşırı pozitif değerler olmadıkça her türlü sonuç normal karşılanabilir. Kuzey Avrupa, Sibirya, Doğu Amerika ve Grönland çevrelerinde olduğu kadar yüksek bir korelasyon yok. Pozitiflik ağır bastığında yüksek basınç etkisi, sıcaklık ortalamalarında düşüş ve yağışlarda azalma, negatiflik ağır bastığında alçak basınç etkisi,sıcaklıklarda yükseliş ve yağışlarda artış görülüyor.

aokis

Aşağıdaki haritalarda ise sırasıyla AO’nun pozitif ve negatif olduğu senelerden önceki ekim ve kasım aylarındaki 500mb yükseklik ortalamasını ve  deniz suyu sıcaklıklarını görüyorsunuz. Hatırlarsanız geçtiğimiz kış öncesinde ekim ayında Taymir Yarımadası üzerindeki 500mb yükseklik anomalisinin takip eden kışta AO indeks ortalamasının nasıl olabileceğiyle ilgili ciddi işaret verdiğine yönelik Vladimir Kryjov’a ait bir tez paylaşmıştım. Ekim ayı 500mb yükseklik ortalamasında bu durumun bir yansımasını görüyoruz. 500mb yükseklik ortalaması Sibirya’nın kuzeyinde normalden düşükse takip eden kışta AO ortalamasının pozitif olma ihtimali yükseliyor. Normalden yüksek olduğunda ise bu kez negatif ortalama ihtimali yükseliyor. Kasım ayında sinyallerin daha güçlendiğini görüyoruz. Hatta kasım ayı AO indeks değeriyle takip eden kış mevsimi AO ortalaması arasında hayli yüksek bir korelasyon olduğunu söyleyebiliriz. Batı Avrupa, Avrasya ve Moğolistan’ın kasım ayındaki 500mb yükseklik ortalaması AO indeksinin kışın negatif mi yoksa pozitif mi olabileceğiyle ilgili önemli işaretler veriyor. Yüksek/Alçak/Yüksek şeklinde bir sıralama pozitif AO indeksini, Alçak/Yüksek/Alçak şeklindeki sıralama negatif AO indeksini işaret ediyor. Mesela Moğolistan’ın normalden yağışlı bir kasım ayı geçirmesi takip eden kış mevsiminde  AO indeksinin negatif olabileceğine ait bir sinyal olarak kabul edilebilir fakat  sadece belli bir bölgeyle yetinmemek gerekir. Benzerlik görülen bölge sayısı ne kadar fazlaysa ileriye dönük tutarlılık ihtimali de o kadar artacaktır.

aooncesiekim

Aşağıdaki haritaların sol tarafında da kış mevsiminde NAO indeksinin pozitif olduğu kışların 500mb yükseklik, 850mb sıcaklık ve yağış ortalamalarını görüyorsunuz. Sağ tarafta ise negatif olduğu kışların ortalamaları var.

pozitifnao

Ekim ayında Grönland’ın güneyinde, Sibirya’nın kuzeyinde ve Moğolistan dolaylarındaki 500mb yükseklik anomalisi takip eden kışın NAO ortalaması hakkında da bazı sinyaller veriyor. Kasım ayında ise Grönland, Batı Avrupa,Avrasya ve Moğolistan dolayları bu konuda ciddi sinyallerin alınabildiği yerler. Basınç sistemlerinin sonbahar aylarında nereleri mesken tuttuğu oldukça önemli.

naooncesiekim

Deniz suyu sıcaklıklarında ise sıcak alanların artması hem AO hem de NAO için pozitiflik ihtimalini arttırırken soğuk alanlar arttıkça negatif indeks görülebilme ihtimali yükseliyor. Son yıllarda muhtemelen küresel sıcaklık ortalamalarındaki artışa bağlı olarak indekslerde negatif ortalama daha az görülebiliyor.

Ekim ve kasım verileri üzerinden yorum yapmak daha sağlıklı olsa da eylül ayından da bazı sinyaller alınabiliyor. Alaska’nın kuzeyi, İskandinavya ve Sibirya çevrelerindeki 500mb yükseklik anomalilerinden bazı tahminler yapılabilir.

aooncesieylul

Özellikle NAO için daha yüksek isabetli tahminler yapmak mümkün olabilir.

naooncesieylul

Bu senenin eylül ayı 500mb yükseklik anomalisi pozitif AO ve NAO ortalaması görülen kışlar öncesindeki eylül ayları ortalamasıyla daha fazla benzerlik gösterdi. Ayrıca tıpkı ağustos ayında olduğu gibi zayıf kalması muhtemel Sibirya yüksek basıncına da yeşil ışık yaktı.

eyl

Ekim ve kasım ayındaki durumları http://www.cpc.ncep.noaa.gov/products/intraseasonal/z500_nh_anim.shtml adresinden takip edebilir ve buna göre tahminde bulunabilirsiniz.

Şu ana kadarki verilerden ülkemizde önümüzdeki kış mevsiminin normalden soğuk geçme ihtimalinin arttığı sonucu çıkarılabilir. Yağış durumu hakkında tahmin yapmak içinse kasım ayını beklemeyi tercih ediyorum.

 

 

Sibirya Yüksek Basıncı Üzerine Bir Analiz

Kuzey yarımkürenin kış koşullarını yönlendiren basınç sistemlerinden biri olan Sibirya yüksek basıncı bazı senelerde çok geniş bir alanda hakimiyet sürebilirken bazı senelerde ise adeta kabuğuna çekilmekte pasif kalmaktadır. Bu yazıda Sibirya yüksek basıncının geniş alanlarda hüküm sürdüğü veya pasif kaldığı seneler ve öncesindeki sonbahar dönemindeki bazı verilerin incelemesini yapacak ve bunlar üzerinden ileriye dönük sinyal alınıp alınmadığı hakkında bir sonuca ulaşmaya çalışacağız. Bu bir istatistik çalışması olduğundan kesinliği olmamakla birlikte daha yüksek ihtimaller üzerinden gidilerek ileriye dönük çıkarımlar yapılmaya gayret edilmiştir.

Sol taraftaki haritalar Sibirya yüksek basıncının geniş alanlara yayıldığı ve taşıdığı soğukların ülkemizi de etkilediği kışlara, sağ taraftaki haritalar ise tam tersine pasif kaldığı ve kuzey yarımkürede çoğu yerde ılıman hava koşullarının görüldüğü kışlara aittir. İlk sırada basınç, ikinci sırada sıcaklık üçüncü sırada ise QBO ile bağlantılı olan 50mb seviyesindeki rüzgar anomalisi haritalarını  görüyorsunuz.

sibiryalıkış500

Sibirya yüksek basınç alanı termik olduğu ve soğuktan beslendiği için küresel ısınmanın etkisiyle son yıllarda fazla etkili olamamaktadır. Bu istatistik çalışmasını yaparken Sibirya yüksek basıncının ülkemizi de etkileyecek şekilde yayılabildiği kışlarla ilgili yeterli sayıda örnek yıl bulabilmek için 1950’li yıllara kadar gitmem gerekti. 1950-1970 arası 20 yıllık dönemde bu şekilde 8 kış varken 1970-2016 arası 46 yıllık dönemde sadece 5 kış bulunuyor. Küresel ısınma bu şekilde devam ettiği sürece ilerleyen senelerde Sibirya yüksek basıncının etkili olduğu kışları görebilmek muhtemelen çok daha zor olacak.

50mb rüzgar haritasındaki anomalilere bakarak Sibirya yüksek basıncının etkili olduğu kışlarda  QBO salınımının çoğunlukla doğulu olduğunu söyleyebiliriz.

Aşağıdaki haritalarda ise Sibirya yüksek basıncının etkili olduğu ve olmadığı kışlar öncesinde sırasıyla eylül,ekim ve kasım aylarındaki 500mb yükseklik anomali ortalamalarını görüyoruz. Kış mevsiminden geriye doğru gelirken süre kısaldıkça zıtlıklar daha belirgin hale gelmektedir. Ekim ve kasım ayları güçlü sinyallerin alınabildiği aylardır.

sibiryalıkışeylül500mb yükseklik anomali ortalaması eylül ayında Kanada’nın kuzeybatısında ve İskandinavya çevrelerinde belirgin zıtlıklar göze çarpmaktadır. Ekim ayında bu durum daha belirgindir. Öyleki jet akımlarına çok farklı şekilde yön verecek dizilimler mevcuttur. Sibirya yüksek basıncının pasif kaldığı kışlar öncesindeki ekim aylarında Kuzey Atlantik’in çoğunlukla sırt bölgesi, güçlü olduğu kışlardan önce ise çoğunlukla trof (oluk) bölgesi olduğu görülmektedir.Bu dizilimin jet akımlarına olan zincirleme etkisi de haritalarda net olarak gözükmektedir. Amerika, Avrupa, Asya üzerindeki zıtlıklar oldukça belirgindir.

Ekim ayında Atlantik sırtı (AR) hakim olan bir sinoptik desen gerçekleşirse takip eden kış mevsiminde zayıf Sibirya yükseği, İskandinav blokajı (SB) hakim olan bir sinoptik desen gerçekleşirse takip eden kış mevsiminde güçlü Sibirya yükseği görülme ihtimali artmaktadır.

4ptrn

Kasım ayında tripol mantığından hareket edecek olursak ve Batı Avrupa/Avrasya/Asya şeklinde üç nokta belirlersek alçak/yüksek/alçak şeklinde bir dizilim gerçekleşmesi halinde güçlü bir Sibirya yükseği görme ihtimalimiz artacaktır. Yüksek/alçak/yüksek şeklinde bir sıralama halinde ise bu kez zayıf Sibirya yükseği görme ihtimali yükselecektir.

Avrupa’da kasım ayı içerisinde Asya’dan Avrupa’ya doğru yani doğulu akımların baskın olduğu bir sinoptiğin gerçekleşmesi halinde takip eden kış mevsiminde Sibirya yüksek basıncının geniş alanlara yayılma ihtimali artacaktır. Azor yüksek basıncının hakim olduğu ve batılı rüzgarların Asya’ya doğru estiği bir sinoptiğin baskın olması halinde ise bu kez Sibirya yüksek basıncının takip eden kış mevsiminde pasif kalma ihtimali artacaktır.

Küresel ısınmayla birlikte okyanus sıcaklıklarının yükselmesi de Sibirya yüksek basıncının hakim olduğu kışların sayısında azalmanın bir başka sebebi olabilir.

Sibirya yüksek basıncının güçlü olup olmayacağıyla ilgili fikir vereceği düşünülen Ekim ayı Avrasya kar örtüsü ise Sibirya yüksek basıncından daha çok Grönland Blokajının oluşup oluşmayacağıyla ilgili fikir vermektedir.

https://www.ncdc.noaa.gov/snow-and-ice/extent/snow-cover/eurasia/10.csv adresinden ulaşılan ekim ayı Avrasya kar örtüsü anomalilerinin normalin altında ve üzerinde kaldığı seneleri bir havuzda topladığımızda karşımıza aşağıdaki haritalar çıkıyor.

İlk sıranın sol tarafında ekim ayı Avrasya kar örtüsünün pozitif olduğu, sağ tarafında ise negatif olduğu senelerin  500mb yükseklik ortalamalarını görüyorsunuz.İkinci sırada takip eden kış mevsimindeki 500mb yükseklik ortalamasını, üçüncü sırada ise kış sıcaklık ortalamalarını görüyorsunuz.

EkimKarAnomali

Kar, beyaz olduğu için gelen güneş ışınlarını emmeyip geri yansıtır, ayrıca radyatif ışıma yoluyla da var olan ısı enerjisinin hızla yitirilmesini sağlamaktadır. Yer seviyesinden kaybolan ısı enerjisi stratosferin ısınmasına neden olmaktadır. Stratosfer ısındıkça kutup girdabı baskı altında kalmakta ve bazen bu baskılara dayanamayıp aşağıdaki animasyonda göreceğiniz gibi parçalanmaktadır. Avrasya kar örtüsünün geniş alanlara yayıldığı ekim aylarının ardından gelen kışlarda bu olayın gerçekleşme ihtimali haliyle yükselmektedir.Bu durumun gerçekleşmesi ve kutup girdabının güneye doğru hareketi Grönland blokajının gerçekleşmesi ve Amerika’nın orta ve doğu kesimlerinin soğuk günler geçirmesi bakımından önemli olmakla birlikte Sibirya yüksek basıcının yayılma alanı konusunda yeterince güçlü bir sinyal verememektedir. Yüksek basınç merkezi kutuba doğru kaymakta AO ve NAO gibi indeksler negatife gitmekte, oluşan hava akımları ülkemizi genelde ılık tarafta bırakmaktadır. Bu nedenle soğuk bir kış kovalayanların beklentisi Avrasya kar örtüsü anomalisinin hem ekimde hem de takip eden aylarda negatif gerçekleşmesi olmalıdır.

https://bayhava.wordpress.com/wp-content/uploads/2015/12/d4a3b-6a0133f03a1e37970b01901b6c4d91970b-pi.gif?w=549

Sonbaharı beklemeden, ağustos ayı verilerinden giderek, çok sağlıklı olmasa da önümüzdeki kış Sibirya yüksek basıncının etkili olup olmayacağıyla ilgili bir ön tahmin yapacak olursak, bu sene kuzey yarımkürenin ağustos ayı 500mb yükseklik haritası Sibirya yüksek basıncının zayıf olduğu senelerin öncesindeki ağustos aylarının 500mb yükseklik haritasıyla daha fazla uyum göstermektedir. En doğrusu ekim-kasım gibi bir değerlendirme yapmaktır fakat ilk işaretler son birkaç kıştır olduğu gibi önümüzdeki kışta da Sibirya yüksek basıncının pasif kalacağı yönündedir.

sibiryalıkışağustos

agustos2016

Tabii ki tek başına bu veri önümüzdeki kış mevsiminin ülkemizde normalden ılık mı yoksa soğuk mu geçeceğine yönelik bir tahmin yapmak için yeterli değildir çünkü geçmişte Sibirya yüksek basıncının pasif olup da ülkemizin soğuk geçirdiği kışlar (örn. 1992) mevcuttur. Azor ve İzlanda gibi basınç merkezlerinin pozisyonu da bu konuda oldukça önemlidir.

Bu konuya ilerleyen günlerde başka eklemelerim de olacaktır.

 

Kış Tahmini İçin Bazı İpuçları

Çeşitli yöntemler, farklı veriler kullanarak mevsimlik tahmin yapabilmek mümkün. Tutarlılık oranı fena olmayan bazı mevsimlik tahmin modelleri de işimizi epey kolaylaştırıyor. Bir önceki yazımda kasım sinoptiğinin kışın nasıl geçebileceğiyle ilgili bazı sinyaller verebildiğinden bahsetmiştim. Bu yazımda ise yine benzer bir mantık üzerinden giderek eylül ve ekimi de işin içine katarak tüm sonbaharın kışa dönük bazı işaretler verip veremediğine dair bir çalışmayı sizlerle paylaşacağım. Kullandığım yöntem bir tür tümdengelim yöntemi. Sonbahardan kışa doğru gidiş değil de yaşanmış kışlardan önceki sonbaharlara doğru bir geri gelme durumu var. Ülkemizde kış ayları ortalaması normalden soğuk veya ılık geçen kışlar öncesi sonbaharlarda kuzey yarımküre üzerindeki bazı lokasyonlardaki 500mb yükseklik, basınç. sıcaklık, deniz suyu sıcaklığı gibi parametrelerde belirgin zıtlıklar olan yerlere odaklanma mantığıyla kış mevsimin nasıl geçebileceğine yönelik istatistiki bazı çıkarımlar yapmaya çalışacağız. Zıtlık olmayan yerleri ise dikkate almayacağız. Örneğin normalden ılık geçen kışlar öncesi ekim ayında belli bir lokasyonda ciddi bir pozitif sapma varsa normalden soğuk geçen kışlar öncesinde aynı lokasyonda belirgin bir negatif sapma olmalı.

Aşağıda paylaşılan tüm görsellerde ilk harita normalden ılık kışları ve öncesini, ikinci harita ise normalden soğuk kışları ve öncesindeki ortalamaları göstermektedir.

Normalden ılık/soğuk geçen kışlarda kuzey yarımkürede sıcaklık sapmaları

scksgk

Bu görüntüye göre Grönland ve Ortadoğu coğrafyası arasında bir kader ortaklığı göze çarpıyor. Amerika’nın orta ve doğusuyla ise bir zıtlık yaşıyoruz. Hem ABD’nin hem ülkemizin aynı anda normalden ılık veya soğuk bir kış geçirme ihtimali düşük. Hava olaylarına ilgi duyan pekçok kişi bu durumun şüphesiz farkındadır, yukardaki görsel sayesinde de bu tezi bir kez daha kanıtlamış olduk.

Normalden ılık/soğuk geçen kışlarda kuzey yarımkürede 500mb yükseklik sapmaları

scksgk1

Grönland, Avrupa ve Ortadoğu coğrafyası üzerindeki zıtlık oldukça belirgin. Sırasıyla yüksek/alçak/yüksek şeklinde bir anomali bize çoğunlukla ılık kışlar yaşatırken alçak/yüksek/alçak şeklinde bir sıralama sağlanması halinde bu kez normalden soğuk kışlar yaşıyoruz

Normalden ılık/soğuk geçen kışlarda kuzey yarımkürede deniz suyu sıcaklığı sapmaları

scksgk2

Labrador ve Doğu Pasifik’teki zıtlık oldukça belirgin. Normalden soğuk alanlar arttıkça soğuk kışlar geçirme ihtimalimiz yükseliyor fakat mesela ABD’nin doğusundaki su sıcaklığının bize herhangi bir sinyal veremediğini görüyoruz. O bölgede genelde normalin üzerinde sıcaklık ölçülmüş.

Buraya kadar olan kısım zaten az çok bilinen şeyler. Şimdi gelelim normalden ılık veya soğuk geçen kışlar öncesindeki sonbaharların incelemesine. Kasım ayından az çok sinyal alabildiğimizi görmüştük eylül ve ekimde bize sinyal veren lokasyonlar var mı onları da bu yazı vesilesiyle görebilme imkanımız olacak.

Eylül

scksgkeylült2m

Türkiye’deki eylül ayı sıcaklık sapmasının kışın nasıl geçebileceğiyle ilgili ciddi bir sinyal veremediği görülüyor ancak bazı lokasyonlardaki zıtlıklardan yola çıkarak bazı saptamalarımız olabilir. Mesela Avrupa ve Asya’nın büyük bölümünün normalden sıcak, Kanada ve Grönland’ın normalden soğuk geçtiği eylül aylarının ardından gelen kışların ülkemizde normalden soğuk geçme ihtimali yükseliyor. Eğer Avrupa ve Asya’nın büyük bölümü normalden soğuk; Kanada, Grönland çevreleri ise normalden sıcak bir eylül geçirirse takip eden kışın ülkemizde normalden ılık geçme ihtimali yükseliyor.

scksgkeylülslpBasınç ortalamalarına baktığımızda ise normalden soğuk ve ılık geçen kışlar öncesi eylüllerdeki en belirgin zıtlık İskandinavya çevrelerinde görülüyor. İzlanda alçak basıncı, hakimiyeti eylül ayından ele almaya başlar ve İskandinavya çevrelerinde faaliyetini sürdürürse, taa Bermuda’dan Avrupa’nın orta ve güney kesimlerine ve Kafkaslara doğru yüksek basınç (Azor yüksek basıncı) hakim olursa takip eden kışın normalden soğuk geçme ihtimali artıyor. Tersi tabloda ise bu kez normalinden ılık bir kış geçirme ihtimalimiz artıyor.

Ekim

scksgkekimt2m

Sıcaklık ortalamalarına göre kutuba yakın bazı yerler dışında belirgin bir zıtlık görülmüyor. Sınırlı bir bölge haricinde ekim ayı sıcaklık ortalaması bize kışa dair önemli bir sinyal vermiyor. Arktik Okyanusu denen bölge normalden ılık geçerse normalden ılık bir kış geçirme ihtimalimiz artıyor. Tersi durumda bu kez normalden soğuk kış ihtimali artıyor. Ülkemizde ekim normalden soğuk da geçse ılık da geçse takip eden kışta her türlü senaryoyla karşılabilir, özellikle normalden ılık geçirdiğimiz kışlar öncesinde gelen ekimler bize bu yönde hiçbir sinyal vermiyor ancak basınç anomalilerine bakıldığında farklı bir tabloyla karşılaşıyoruz.

scksgkekimslp

İskandinavya bölgesinde basınç değerleri normalin altında, Rusya’nın kuzeydoğusunda ise normalin üzerinde gerçekleştiğinde takip eden kışın normalden ılık geçme ihtimali artıyor. İskandinavya üzerinde yüksek basınç, Rusya’nın kuzeydoğusunda alçak basınç hakim olduğunda ise bu kez takip eden kışın normalden soğuk geçme ihtimali yükseliyor. Ayrıca tripole mantığıyla hareket edersek Grönland’ın güneyi, İskandinavya ve kuzeydoğu Rusya tripolü oluşturan 3 nokta olarak belirlediğimizde yüksek/alçak/yüksek şeklinde bir sıralama ılık bir kış geçirme ihtimalimizi arttırırken alçak/yüksek/alçak şeklindeki sıralama ise normalden soğuk kış olasılığını arttırıyor diyebiliriz.

Kasım

Kışla ilgili en güçlü sinyalleri kasım ayı veriyor. Ülkemizde normalden ılık geçen bir kasımın ardından gelen kışların sıcaklık ortalaması da çoğunlukla normalin üzerinde gerçekleşiyor. Soğuk kasım/soğuk kış veya ılık kasım/ılık kış tezi bu şekilde doğrulanmış oluyor.

scksgkkast2m

Kasım ayında Avrupa üzerindeki 500mb yükseklik anomalisine baktığımızda da normalden ılık ve soğuk geçen kışlar öncesinde bazı noktalarda belirgin bir zıtlık göze çarpıyor.

scksgkkas500

Daha önceki yazıda belirttiğim gibi tripole mantığından hareket edersek Labrador/Batı Avrupa/Kafkaslar üzerinde sırasıyla yüksek/alçak/yüksek şeklinde bir anomali ortaya çıkarsa ayrıca Bermuda üzerinde normalden düşük bir ortalama gerçekleşirse  normalden ılık bir kış geçirme ihtimalimiz artmaktadır. Alçak/yüksek/alçak şeklinde bir sıralama ve Bermuda üzerinde normalden yüksek bir ortalama gerçekleşmesi ise çetin geçmesi muhtemel bir kışın habercisidir.

Sonbahardaki Deniz Suyu Sıcaklıkları

scksgkeeksst

Sonbaharda normalden soğuk alanlar arttıkça takip eden kışların soğuk geçme ihtimali artıyor. Sonbaharda görülen deniz suyu sıcaklığı anomalileri takip eden kışlarda neredeyse hiç değişmeden devam ediyor.

Sizler de benzer bir mantıkla farklı çalışmalar yapabilir bu yazıdakilerden daha değişik çıkarımlarda bulunabilirsiniz. Unutmayalım ki bir olasılığın yüksek oluşu bunun kesin olarak gerçekleşeceği anlamına gelmez. Tam tersi bir sonuçla karşılaşmamız da mümkündür. Bir de tabi nomalden soğuk geçip yağışların ortalamanın altına düştüğü veya ortalamada normalden ılık geçip araya 2 tane siklonlu kar fırtınası sıkışabilen kışlar var. Böyle ayrıntıları görebilme şansımız mevsimlik tahminlerde hiç yok. Bu çalışmada amaçlanan da sadece daha yüksek ihtimaller üzerinden giderek bir sonuca ulaşmaya çalışmaktır. Atmosfer öyle karmaşık bir yapı ki benzer şartlarda her zaman aynı sonuçları alabilmek mümkün olmuyor. En azından kış nasıl geçecek sorusuna yanıt arayanlar için mantıksal ve bilimsel bir yöntem kullanarak yardımcı olmaya çalıştım. Umarım faydasını görürsünüz.

Kaynak:

http://www.ncdc.noaa.gov/temp-and-precip/global-maps/

http://www.esrl.noaa.gov/psd/cgi-bin/data/composites/printpage.pl

 

 

 

Kasım Sinoptiği-Kış İlişkisi

Bundan önceki yıllarda hava olaylarının konuşulup tartışıldığı çeşitli forum ve bloglarda kasım ayı sıcaklık ortalamasının kış mevsiminin nasıl geçeceğiyle ilgili ciddi bir sinyal verip vermediği noktasında farklı görüşler dile getirilmişti. Ben de havaların sıcak ve durgun gittiği yaz günlerinde bu konu üzerinden kendimce bir analog çalışma yaptım ve bu yazı vesilesiyle sizlerle paylaşmak istedim.

Bu çalışmada öncelikle 1980’den itibaren ülkemiz genelinde normalden soğuk ve sıcak geçen kasım ayları ve bunları takip eden kışlarda ortaya çıkan 500hpa yükseklik anomali ortalamaları dikkate alınmıştır. Ayrıca buna ilaveten yakın geçmişten normalden soğuk ve karlı geçirdiğimiz kışların öncesindeki kasım aylarının durumu incelenmiştir. Örnekleme yaparken sera gazı artışı, küresel ısınma, buzul erimeleri vs. etkilerinin çok fazla hissedilmediği ve küresel sıcaklık ortalamalarının belirgin şekilde yükselmediği yıllara gitmemeyi yanıltıcı olmaması bakımından özellikle tercih ettiğimi de belirtmeliyim.

Aşağıdaki haritada son 35 senede normalden soğuk geçirdiğimiz kasım aylarının 500hpa yükseklik anomalilerinin ortalamasını görüyorsunuz.

sgkkkk

Avrupa’da yüksek basınç hakimiyeti ve klasik omega deseni karşımıza çıkıyor. Bu sinoptiğin kuzeyli hava akımlarıyla soğuk bir kasım geçirmemizi sağlaması gayet doğaldır.

Soğuk geçen kasımların ardından gelen kışların 500hpa yükseklik ortalamaları nasıl gerçekleşmiş bir bakalım.

sgkşşş

Ülkemizi soğuk tarafta bırakan bir sinoptik desen karşımıza çıkıyor.Özellikle Batı Avrupa’daki Azor yüksek basıncının hakimiyeti ve pozitif AO/NAO deseni oldukça belirgin.

Normalden sıcak geçirdiğimiz kasımlarda 500hpa yükseklik ortalaması ise aşağıdaki gibi gerçekleşmiş.

sckkk

Batı Avrupa’nın alçak basınç etkisinde ülkemizin yüksek basınç etkisiyle ve daha çok güneyli hava akımlarıyla çoğunlukla pastırma yazı koşullarını yaşadığı kasım aylarının ardından gelen kışların 500hpa yükseklik ortalaması nasılmış şimdi bir de ona bakalım.

sckkşşş

Kutbi girdabın aşağı enlemlere kaydığı negatif AO/NAO deseni ve buna bağlı olarak ülkemizde kış mevsiminin güneyli akımların hakimiyetiyle normalin üzerinde sıcaklıklarla geçtiği bir sinoptik desen görüyoruz.

Aşağıdaki haritada ise yakın geçmişten pekçoğumuzun hafızasında soğuk ve karlı geçtiği yer etmiş 1985,1987,1992,2004,2012 gibi kışların öncesindeki kasım aylarının 500hpa yüksekliklerinin ortalamasını göreceğiz

sokas

Soğuk ve karlı geçirdiğimiz kışlar öncesindeki kasım ayı 500hpa yüksekliği ortalamasına göre İskandinav yükseği hakimiyeti ve yine bir omega deseni göze çarpıyor.

Bu çalışmalarda ağırlıklı ortalama gösterildiği için araya karışması muhtemel bazı istisnalar gözden kaçabilir. Pekçok analog ve istatistiksel çalışmada olduğu gibi %100’lük bir başarı beklenmemeli ancak kasım ayını soğuk geçirmemize neden olacak omega deseninin hakim olduğu bir sinoptik yakalarsak kış mevsimini de soğuk ve yağışlı geçirme ihtimalimizin arttığını söyleyebiliriz. Sıcak bir kasım ayı geçirmemize neden olan bir sinoptikle karşılaşmamız durumunda ise normalden ılık bir kış geçirme ihtimalimiz artacaktır.

Özetlemek gerekirse kasım ayı sinoptiği kışın nasıl geçeceğiyle ilgili bizlere bir sinyal vermektedir. Ülkemiz genelinde kasım ayının normalden ılık geçmesine neden olan bir patern hakim olmuşsa takip eden kış mevsiminin geneli de yüksek ihtimalle normalden ılık geçecektir, soğuk geçtiğinde ise yağış miktarı biraz flu olmakla birlikte çetin kış koşulları görme ihtimalimiz artacaktır. Atasözünde Perşembe’nin gelişinin Çarşamba’dan belli olduğu gibi, kışın nasıl geçeceği de kasım ayından bellidir denilebilir.

Kaynak:

http://www.ncdc.noaa.gov/temp-and-precip/global-maps/

http://www.esrl.noaa.gov/psd/cgi-bin/data/composites/printpage.pl

 

 

 

 

Güvenilir Hava Tahminleri İçin Yol Haritası

Hava tahmini yaparken izlediğim ve oldukça güvenilir bulduğum yol haritasını bu yazıda sizlerle paylaşmak istiyorum. Yüksek oranda tutarlılık sağladığını tecrübe ettiğim ve benim gibi amatör olarak hava olaylarına ilgi duyanlara tavsiye etmeye değer gördüğüm bazı verileri sıralamaya çalışacağım.

dscf1028-pull

Tahmin periyotlarını çok uzun-uzun-orta-kısa-çok kısa şeklinde beş bölüme ayıracağım.

2-4 haftalık dönemi kapsayan tahminleri çok uzun vade, 7-14 gün süreli tahminleri uzun vade, 3-7 gün süreli tahminleri orta vade, 1-3 günlük tahminleri kısa vade, günlük tahminleri çok kısa vade şeklinde sınıflandırıyorum. Mevsimlik tahminleri bu sınıflandırmaya dahil etmiyorum.

Çok uzun vadeli tahminlerde (2-4 hafta) ECMWF aylık tahmin ürünü, MJO ve diğer tropikal dalgaları, stratosfer verilerini, AO ve NAO indeksleriyle çeşitli analog tahmin yöntemlerini kullanıyorum.

Uzun vadeli tahminlerde (7-14 gün) ECMWF EPS çıktıları, standart sapma haritaları ve diyagramları ile GFS Ensemble haritalarını dikkate alıyorum. ECMWF EPS diyagramları çok başarılı sonuçlar verdiği ve yeterli bulduğum için GFS diyagramlarını uzun vadede dikkate almıyorum. Önceden ECMWF diyagramlarına ulaşmak mümkün olmuyordu. Şimdi böyle bir imkanımız olduğu için 20 çalıştırmadan oluşan ve performans değerlendirmesinde daha gerilerde kalan GFS diyagramı yerine 50 çalıştırmadan oluşan ECMWF diyagramını kullanmayı tercih ediyorum. Senaryoların ağırlıklı kısmının ne tarafta demet oluşturduğu ileriye dönük oldukça tutarlı bir yol göstericidir. Senaryolar arasında ayrılık çoksa ve herhangi bir yöne doğru belirgin bir yığılma yoksa bu sağlanıncaya kadar beklemelisiniz. ECMWF diyagramlarna ulaşamadığınızda GFS diyagramlarını kullanabilirsiniz. GFS ve ECMWF gibi global modellerin ana çalıştırmalarının bu dönemi kapsayan çıktıları diyagramları oluşturan diğer senaryoların büyük bir çoğunluğu tarafından desteklenmediği sürece tek başlarına asla güvenilir değildir. Hiçbir şekilde ciddiye almayın. Bakmadan duramıyoruz, hoşumuza gidiyor diyorsanız değişim ihtimalinin yüksek olduğunu bilin ve modeldeki değişimler yüzünden de modele kabahat bulmayın. Bunun sebebini daha önceki ilgili yazıda belirtmiştim.

Orta vadeli tahminlerde (3-7 gün) yine ECMWF EPS çıktılarıyla standart sapma haritaları, ECMWF ana çalıştırma, GFS ana ve paralel çalıştırma ile UKMO modellerini dikkate alıyorum. Ortak bir noktada buluştuklarında tutarlılık da yüksek oluyor. Veriler arasında ciddi farklar varsa ve standart sapma haritalarında sapma değerleri fazlaysa sapma değerlerinin azalmasını ve farklı model çıktıları arasında uzlaşma sağlanmasını bekliyorum. Bu uzlaşma bazen bir çalıştırma sonra sağlanabilirken bazen daha uzun zaman alabiliyor.

Kısa vadede (1-3 gün) GFS ana çalıştırma çıktılarını ve meteogramlarını, MGM WRF çıktıları ve meteogramlarını, Ukrayna WRF, Yunanistan WRF, Euro4, Skiron ve COSMO modelleri çıktılarını, GFS, ve WRF modelinin skew-t diyagramlarını kullanıyorum.

Çok kısa vadede (1 gün) HollandaAlmanya yer kartlarını, balon ölçüm sonuçlarını, EUMETSAT şimdigörü ürünlerini ve radar görüntülerini yorumlayarak sonuca ulaşmaya çalışıyorum.

Bu veriler dışında çok sayıda farklı veri ve yöntemle de hava tahmini yapmak mümkündür. Ben bu farklı veri ve yöntemlerin önemli bir faydasını görmediğim gibi kafa karışıklığına ve zaman kaybına neden olduğunu gözlemledim. Hiçbir hava tahmin yönteminin atmosferin kaotik yapısı gereği özellikle de süre uzadıkça %100 doğru sonuç vermediği de bir gerçektir. Kişisel olarak tercih ettiğim ve sizlere de tavsiye ettiğim verilere bu yazıda yer verdim. Farklı alternatifleri incelemekte elbette özgürsünüz. Herkese tahminlerinde başarılar dilerim.

 

Batı’da Kuraklık Riski Artıyor

Kuzey Atlantik (NAO) Doğu Atlantik (EA) ve Avrasya (EA/WR) gibi bazı bölgelerdeki basınç hareketleri sonucunda oraya çıkan sinoptik desenlerle (patern) ilgili veriler önümüzdeki aylardaki muhtemel sıcaklık ve yağış ortalamalarımız hakkında önemli ipuçları veriyor. ECMWF mevsimlik tahmin modelinin simülasyonları bir süredir etkilerini sürdüren paternin kışın geri kalan kısmında da devam edebilme ihtimalinin yükseldiğini gösteriyor. Senaryoların çoğunluğunun bu paternlerin her üçü için de pozitif beklenti içinde olması Marmara, Ege ve Akdeniz ile İç Anadolu’nun batısında kalan noktalarda güçlü bir kuraklık sinyali olarak değerlendirilebilir.

nm9k2m

Yukarıdaki resimde bu 3 paternin pozitif olduğu kış aylarında ortaya çıkan yağış durumunu görüyorsunuz. Akdeniz havzası boyunca yağışlar azalırken Kuzey Avrupa’da ve Rusya’nın büyük bölümünde artıyor. Kasım ayından beri karşılaştığımız tablo bu veriyi doğrular nitelikte sonuçlar ortaya çıkarıyor. Daha önce benzer bir durum son 25 sene içinde 1992 ve 2007 kışlarında yaşanmış.

gpc-ecmwf-north-atlantic-oscillation-teleconnection-pattern-indices-01112015

gpc-ecmwf-euroasian-teleconnection-pattern-indices-01112015

gpc-ecmwf-east-atlantic-teleconnection-pattern-indices-01112015

Yağışlı dönemlerimiz mutlaka olacaktır ancak bu verilere baktığımızda, az sayıda senaryonun öngördüğü yönde gelişmeler olmaması yada ani stratosfer ısınması gibi sürprizler yaşanmaması halinde kış boyunca özellikle batı kesimlerde yağış ortalamalarının mevsim normallerinin altında kalması yüksek bir olasılık gibi görünmektedir.