ECMWF Altyapısı Güncellendi

Küresel hava tahmin modelleri içinde en yüksek performansa sahip olan ECMWF modeli yatay çözünürlüğünü yükselterek adeta bir sınırlı alan modeline dönüştü. Daha önce 16 km. olan yatay çözünürlük bundan böyle 9 km. olacak. Böylece modelin özellikle kararsızlık yağışları gibi tahmin edilmesi zor yağışların yeri, zamanı ve şiddetinin tespiti konusundaki yeteneklerinin artması bekleniyor.

ecmwf1

Çözünürlük artışı bizim her gün kullandığımız ana senaryoyla sınırlı değil. Yukarıdaki tabloda gördüğünüz gibi ana senaryonun (HRES) yatay çözünürlüğünün 16 km’den 9 km’ye yükseltilmesinin yanında EPS’yi oluşturan 50 senaryonun ilk 10 günkü bölümünün yatay çözünürlükleri 32 km’den 18 km’ye yükseltilmiş. Böylece EPS senaryolarının çözünürlüğü bundan önce kullandığımız ana senaryonun kalitesine yaklaşmış oluyor. Bu 50 senaryonun EPS diyagramlarından görebildiğimiz fakat ayrıntılı şekilde görme imkanımızın olmadığı çıktılarının 11-15 günlük döneme ait yatay çözünürlükleri de 64 km’den 18 km’ye yükseltilmiş. Weatherbell gibi sitelerden ücretli üyelikle ulaşılabilen ancak tutarlılığı düşük olan 16-46 gün vadeli çıktıların çözünürlüğü de 64 km’den 36 km’ye yükseltilmiş.

ECMWF modeli bu atağıyla performans değerlendirmesinde zaten önde olduğu rakipleriyle olan farkı daha da açacağa benziyor. Test aşamasında, ana senaryoya paralel çalıştırılan yeni versiyonun daha başarılı bir performans gösterdiği aşağıdaki grafikte görülüyor.

ecmwf2 Atmosferin kaotik yapısı gereği 7-8 günden daha uzun vadeli model çalıştırmalarının halen yeterince güvenilir olmadığını unutmayın. ECMWF modelinde yapılan bu iyileştirme çalışmasını da daha çok 1 hafta-10 günlük süre içindeki başarı oranını yükseltmeye yönelik bir çalışmaymış gibi değerlendirin ve uzun vadedeki çıktılara şüpheyle yaklaşmaya devam edin.

El Nino Son 50 Yılın En Sıcak Yazını Getirir Mi?

2015’in ikinci yarısından itibaren aşırı güçlenen ve dünyanın farklı bölgelerinde kış boyunca görülen sıradışı hava olaylarının, ülkemizde de şubat ayında kaydedilen rekor sıcaklıkların olağan şüphelisi durumundaki El Nino’nun, önümüzdeki yaz mevsiminin de normalden çok sıcak geçmesine ve son 50 yılın en sıcak yazının yaşanmasına neden olabileceğine yönelik tahminler geçtiğimiz günlerde medyaya yansıdı ve geniş yankı uyandırdı. Blogda ENSO bölgesindeki büyük değerlerde anomalilerin farklı mevsimlerde ülkemize olası etkileri konusunda bir yazıyı daha önce paylaşmıştım. Bu yazıda ise kuvvetli El Nino (anomalisi 1 derecenin üzerinde) etkisinde geçen kışların ardından gelen ve ENSO bölgesindeki anomalinin giderek azalıp yaz döneminde nötre yakın seyrettiği yazların nasıl geçtiğiyle ilgili bir analog tahmin çalışmasını paylaşacağım.

EUROSIP tahminlerinde (ECMWF,NOAA,Met Office ve Meteo France Ortaklığı) ENSO bölgesindeki pozitif anomalinin azalması ve yaz döneminde nötr seviyelerde olma ihtimali yüksek görünüyor.

Kış döneminde kuvvetli El Nino görüldükten sonra anomalinin giderek azaldığı yıllar: 1958,1966,1973,1983,1987,1992,1998,2010

http://www.cpc.ncep.noaa.gov/products/analysis_monitoring/ensostuff/ensoyears.shtml

Not: 1991 yılında Pinatubo Yanardağı’nın patlaması ve bu patlama 1992 yılının küresel sıcaklık ortalamalarında azalışa neden olduğundan o yıla ait veriler yanıltıcı olmaması bakımından bu çalışmada dikkate alınmamıştır.

Bu arada ülkemizde şubat ayında kırılan sıcaklık rekorlarının birçok şehirde daha önce yine kuvvetli El Nino etkisinde geçen 1958’de kırıldığını hatırlatalım. Yine 2010 Ocak ayında da pekçok ilde ocak ayı maksimum sıcaklık rekorları kırıldığını, 1983 ve 1987 kışlarında ise rekor kar kalınlıklarının ölçüldüğünü de not olarak düşelim. Bildiğiniz gibi bu kış şubat ayındaki rekor sıcaklıklar yanında en çok Karadeniz bölgesinde etkili olmak üzere 2 kez yoğun kar yağışları görülmüş bazı yerlerde rekor kar kalınlıkları ölçülmüştür. Tüm bu ekstrem hadiseler ENSO bölgesindeki kuvvetli anomalilerin çok uzakta olmamıza rağmen bulunduğumuz coğrafyaya etkilerini kanıtlar niteliktedir.

Aşağıdaki haritada kuvvetli El Nino etkisinde geçen şubat ayları sıcaklıklarının sapma ortalamalarını görüyorsunuz. Geçmiş kuvvetli El Nino etkisindeki şubatlara benzer bir şubat ayı geçirdiğimiz anlaşılıyor.

ens1

Aşağıdaki haritada 1958,1966,1973,1983,1987,1998,2010 yaz (haziran-temmuz-ağustos) dönemindeki sıcaklıkların normalden sapma ortalamasını görüyorsunuz. Beklentilerin aksine ülkemizin batı kesimleri başta olmak üzere normalden daha serin bir yaz geçirmemiz daha yüksek bir olasılık gibi gözüküyor. Serin yazların sıcak yazlara ezici bir üstünlüğü var. Öyleki aşağıdaki haritayı oluşturan yazlar içinde oldukça sıcak geçtiğini hatırladığım 2010 yazına rağmen böyle bir ortalama çıkabilmiş.

ens2

Küresel ısınma gibi faktörlerin katkısıyla belki normalden serin bir yaz yaşayamayız çünkü mutlaka göz önünde bulundurmamız gereken bir gerçek var ki son 20 yılda yaz mevsimlerini az veya çok normallerinin üzerinde sıcaklık ortalamalarıyla kapattık. En az yukarıdaki harita verisi kadar güçlü bu istatistiğe göre bundan sonraki yıllarda normalden serin bir yaz geçirme ihtimalimiz çok azalmış durumdadır. Son yıllarda geçirdiğimiz yazlar gibi bundan sonra geçireceğimiz yazlar da normalden sıcak geçmeye meyillidir. Ancak yine de 2010 gibi bir istisna yaşanmaması halinde 2016 yaz mevsimi ülkemizin büyük bölümünde uzun yıllar ortalamalarına yakın bir ortalamayla geçebilir, 2000,2007 yazlarında olduğu gibi İstanbul’da bile zaman zaman 40-45 derecelerin ölçüldüğü, çok sıcak bir yaz değil de, gayet sıradan, fazla rahatsızlık vermeyen, geçtiğimiz yaza benzer normal bir yaz gibi olabilir.

yaz1

Aşağıdaki haritada ise yağış miktarlarının normalden sapma ortalamalarını görüyorsunuz. Buna göre 2016 yazında yağış ortalamalarının Karadeniz, İç ve Doğu Anadolu başta olmak üzere normallerinin üzerinde gerçekleşme ihtimali yüksektir.

ens3

Sonuç olarak El Nino olduğu için normalinden çok daha sıcak bir yaz geçireceğiz, şubat ayında olduğu gibi rekorlar kırmaya devam edeceğiz şeklinde tahminlerin bilimsel bir dayanağı bulunmamaktadır hatta tam aksine El Nino’nun normalinden daha serin ve yağışlı bir yaz geçirme ihtimalimizi arttırdığına yönelik bir çıkarımda bulunulabilir.

Bu yazıda gördüğünüze benzer analog tahmin yöntemleri dışında belli başlı mevsimlik tahmin modellerinin öngörüleri de yazın nasıl geçebileceği konusunda dikkate alınması gereken verilerdir. Bunları da mayıs ayı geldiğinde sizlerle paylaşacağım.