Wunderground’dan Güzel Bir Uygulama

Dünyaca ünlü hava durumu sitesi Wunderground, yaklaşık 2 senedir Wundermap adını verdiği interaktif uygulamasıyla takipçilerine oldukça güzel bir hizmet sunuyor. http://www.wunderground.com/wundermap

Bu sayede dünyanın istediğiniz herhangi bir noktasına ait birçok veriye ulaşmanız mümkün olabiliyor. ECMWF ve GFS gibi modellerin bazı internet sitelerinde belli bir ücret karşılığında ulaşabildiğiniz kar örtüsü gibi çok sayıda parametre içeren çıktılarına da rahatlıkla ulaşabiliyorsunuz.

d6jdxo

Uygulamanın sağ tarafındaki menüden seçimlerinizi ve ayarlarınızı yaptıktan sonra haritayı kaydırarak istediğiniz veriye ulaşabilirsiniz. Saydamlık (opacity) değerini de ayarlamanızı ve biraz düşürmenizi tavsiye ederim. Böylece haritanın arka plandan görünür olmasıyla örneğin yağışlı hava kütlelerinin tam olarak nereleri etkileyeceği gibi konularda en ince ayrıntısına kadar doğru bir şekilde fikir sahibi olabilirsiniz.

 

Ekvatoral Doğu Pasifik Sıcaklığının Yansımaları

Bu yıl ulaştığı değerler nedeniyle rekorları zorlayan ve Süper El Nino olarak anılan Ekvatoral Pasifik’teki su sıcaklığı anomalisinin küresel etkileri farklı bölgelerde farklı şekillerde hissediliyor. Ülkemizin de dolaylı yollardan etkilendiği Ekvatoral Pasifik’teki su sıcaklığı anomalisini bu yazıda biraz daha detaylandıracağız.

Ekvatoral Pasifik’teki su sıcaklığı anomalisi başlıca 4 bölgeye ayrılıp takip edilmektedir. Bu bölgeler en doğudaki Peru ve Ekvador kıyılarına yakın olan 1 ve 2. bölgeler, bu bölgenin daha batısındaki 3. bölge, Orta Pasifik’teki 3.4 bölgesi ve Batı Pasifik’teki 4. bölgedir. Su sıcaklığı anomalisinin 0,5 dereceden daha fazla pozitif olduğu dönemler El Nino, 0,5 dereceden daha fazla negatif olduğu dönemler La Nina olarak değerlendirilmektedir. Anomalinin 0,5 dereceden az olduğu dönemler nötr kabul edilmekte ve La Nada olarak adlandırılmaktadır.

A graphical depiction of the four Ni�o regions

Bu hat boyunca görülen sıcaklık anomalisi tüm bölgelerde aynı şekildeyse ve pozitif yönlüyse klasik El Nino, negatif yönlüyse klasik La Nina olarak değerlendirilir. Orta Pasifik’teki sıcaklık anomalisi Batı ve Doğu Pasifik sıcaklıklarından ayrılıyorsa buna da Modoki adı verilmektedir. Orta Pasifik’teki su sıcaklığı anomalisi normalden yüksekse Modoki tipi El Nino, düşükse de Modoki tipi La Nina  şeklinde adlandırılmaktadır.

m765n0

Yukarıda bahsettiğimiz 4 farklı bölgenin dünyanın farklı yerlerine yaz ve kış mevsimlerinde farklı şekilde etkileri vardır. Avrupa kıtası ve ülkemiz adına anlamlı etkilerini gördüğümüz bölge ise 1. ve 2. bölgelerdir. Anomali değeri arttıkça etkiler daha belirgin şekilde hissedilmektedir. Diğer bölgelerdeki sıcaklık anomalisiyle Avrupa kıtası ve çevresinde basınç, sıcaklık ve yağış gibi parametreler arasında anlamlı bir ilişki yoktur. Bu nedenle bizim takip etmemiz gereken öncelikli veri 1. ve 2. bölgedeki sıcaklık anomalisidir. http://www.cpc.ncep.noaa.gov/products/precip/CWlink/MJO/enso.shtml adresinden verilere ulaşabilirsiniz.

Yukarıdaki grafikte 1+2 bölgesinde geçtiğimiz nisan ayından itibaren 1 derecenin de üzerine çıkan bir pozitif anomali görüyoruz. Pozitif ve negatif yönlü anomalilerin yaz ve kış mevsiminde farklı etkilerini hissediyoruz. Bahar aylarında ise kanıtlanmış anlamlı bir ilişki göremiyoruz. Anlamlı ilişkiler görülmeyen bölge ve dönemlere ait korelasyon haritalarını paylaşmaya gerek görmüyorum.

9qoqgr

Yukarıdaki haritalarda gördüğünüz gibi Nino 1+2 bölgesinde sıcaklık anomalisiyle ülkemizin kış yağışları arasında negatif, yaz yağışları arasında ise pozitif korelasyon mevcuttur. Bu bölgedeki anomali pozitif yönlüyse yaz mevsimi yağışlarımız ortalamaların üzerine çıkma eğilimi göstermektedir. Kışın ise yaygın kanaatin tam aksine azalma eğilimi göstermektedir. Sanki El Nino dönemlerinde dünyanın her köşesinde yağışlar artıyormuş gibi bir algı bulunmaktadır ancak bu yanlıştır. Hidrolojik döngü gereği dünyaya düşen yağış miktarı her yıl aynıdır. Sadece yağışlı bölgeler yıldan yıla değişkenlik gösterir. Bir noktada yağışlar artarken başka bir noktada azalmaktadır. Nino 1+2 bölgesindeki sıcaklık artışının kış mevsiminde örneğin ABD’nin güney ve batısında, Kuzey Avrupa’da, Doğu Afrika’da yağışlarda artışa neden olduğu söylenebilir fakat bunun Akdeniz kuşağına, Kanada’ya yansımaları çok farklı şekilde olmakta ve yağışlar ortalamaların altına düşmektedir. Geçtiğimiz yaz mevsiminde yağış ortalamalarımızın normallerin üzerinde olması önümüzdeki kışın da en azından ilk yarısının kurak geçme ihtimalinin yüksek oluşu bu korelasyonu doğrular niteliktedir.

Yağış Dağılım Haritası

Aşağıdaki haritalarda kış mevsiminde Nino 1+2 bölgesindeki su sıcaklığı anomalisinin kuzey yarımküredeki basınç ve sıcaklık ortalaması değerleriyle olan korelasyonunu görüyorsunuz.

7xgmgn

Ülkemiz basınç değerleriyle pozitif korelasyon göze çarpıyor. Nino 1+2 bölgesinde su sıcaklığının pozitif yönlü olduğu kışlarda Avrupa’nın güneyinde tüm Akdeniz havzası boyunca basınç değerlerinin pozitif yönde sapma eğiliminde olduğunu, Sibirya yüksek basıncının etkin olduğu alanda ise normalden daha düşük basınç değerleri ölçülme eğilimi olduğunu görüyoruz. Bu görüntünün sübliminal bir pozitif AO /NAO mesajı verdiğini de rahatlıkla söyleyebiliriz. Nitekim sıcaklık korelasyonuna da baktığımızda pozitif indekslerle uyum gösteren bir dağılım görüyoruz.

Sonuç

Nino 1+2 bölgesinde görülen özellikle büyük değerlerdeki anomalilerin dolaylı yoldan da olsa ülkemize belirgin etkileri bulunmaktadır.

Güçlü pozitif anomali görülen kışlarda pozitif indekslerle uyumlu sinoptik desenler görme ihtimalimiz artmakta buna paralel olarak yağışlarımız ortalamaların altına düşmektedir. Akdeniz kuşağı boyunca basınç ortalamaları yükselmektedir. Sıcaklık ortalamaları özellikle iç ve doğu kesimlerde ayazlı geçen gecelerin etkisiyle düşmektedir. Güçlü negatif anomali görülen kışlarda yağışların ortalamaların üzerine çıktığı görülmekte negatif indekslerle uyumlu sinoptik desenlerin görülme ihtimali artmaktadır.

Yaz mevsiminde Nino 1+2 bölgesinde görülen pozitif anomali ülkemizde yağış ortalamalarının artacağına işarettir. Negatif anomali ise tam tersine yağış ortalamalarının azalacağına işaret eder.

Kaynaklar

http://www.cpc.ncep.noaa.gov/products/analysis_monitoring/ensostuff/nino_regions.shtml

http://www.enso.info/enso.html

http://water.usgs.gov/edu/watercycleturkish.html

http://www.esrl.noaa.gov/psd/data/correlation/

http://www.mgm.gov.tr/veridegerlendirme/yagis-raporu.aspx?b=m

http://cci-reanalyzer.org/Reanalysis_monthly/index_correl.php

 

 

 

Pratik Kar Tahmini

Bu yazıda anlatacağım kar tahmin yöntemi yükseltisi 500 metrenin altında olan yerler için geçerlidir. Daha yüksek yerler için yükselti ne kadar artarsa hata payı yükselir ve yanıltıcı olabilir.

Bu tahmin yöntemi için sis tahmininde olduğu gibi yine skew-t diyagramını kullanacağız.

Öncelikle bu diyagramdan bizim için kritik öneme sahip olan 500hpa, 700hpa, 850hpa ve 1000hpa (yer seviyesi) seviyelerindeki sıcaklığı kontrol edeceğiz.

500hpa için sınır değerimiz -25°

700hpa için sınır değerimiz -6°

850hpa için sınır değerimiz 0°

1000hpa (yer seviyesi) için sınır değerimiz 6° dir.

Sıcaklıklar bu değerlerden düşük olmalıdır. Bu seviyelerden herhangi birinde şartlar sağlanmıyorsa yöntemin uygulanabilirliği ortadan kalkar.

İkinci temel şartımız elbette yağış olmasıdır.

Sıcaklık değerleri uygun ve yağış da var ise skew-t diyagramını kullanarak düşecek yağışın kar şeklinde olup olmayacağını tahmin edebiliriz.

Kullanacağımız formül Snow Index yani kar indeksi formülüdür. 1000hpa ve 850hpa seviyesi arasındaki metre cinsinden mesafenin 2 katı ile 850hpa ve 700hpa seviyesi arasındaki metre cinsinden mesafeyi birbiriyle toplayıp çıkan sonuca bakacağız.

Kar İndeksi = 2x+y

x= 1000hpa ve 850hpa seviyesi arasındaki yükseklik farkı

y= 850hpa ve 700hpa seviyesi arasındaki yükseklik farkı

Bu değerleri MGM’ye ait skew-t sayfasından bulabilirsiniz. Tahmin yapacağınız herhangi bir noktayı da yine aynı sayfanın sağ üst köşesindeki harita üzerinden seçebilirsiniz. Haritada havaalanları ayrıca özel olarak belirtilmiştir.

vxvbkv

Çıkan sonuç;

4179’dan büyükse düşecek yağış yağmur şeklinde olacaktır.

4179’dan küçükse düşecek yağış kar şeklinde olacaktır.

4179 çıkması halinde düşecek yağış karla karışık yağmur şeklinde olacaktır.

Kaynak: http://webpages.charter.net/cyclogenesis/skewtcards.htm

Bir Uzun Vade Kılavuzu: MJO

Amerikalı 2 bilim insanı Roland Madden ve Paul Julian 1971 yılında yaptıkları bir araştırmayla tropikal atmosferdeki sirkülasyon ve bu sırada ortaya çıkan konveksiyonun meteorolojideki önemini ortaya koymuşlar. Madden Julian Salınımı (MJO) adı verilen bu salınım Hint ve Pasifik okyanusları arasında 30-60 günlük periyotta yağışlı ve kurak geçen dönemleri belirliyor. ENSO’nun (El Nino / La Nina) durumu periyot süresinin uzayıp kısalmasında ve salınımın zayıflayıp kuvvetlenmesinde  önemli rol oynuyor. MJO döngüsü aşağıdaki animasyonda da göreceğiniz gibi toplam 8 fazdan oluşuyor. Örneğin Hindistan aşırı yağışlarla ve sellerle boğuşurken aynı dönemde Filipinler’de kuraklık görülüyor.

image

image

Son yıllarda yapılan araştırmalarda MJO salınımının etkilerinin tıpkı QBO gibi sadece tropiklerle sınırlı olmadığı, kuzey yarımküredeki hava koşullarını belirleyen basınç dizilimlerine ve dolayısıyla AO, NAO, PNA gibi indekslere yön verdiği kanıtlanmıştır. Amerika’nın kuzey ve batısında, Avrupa’nın kuzey ve güneyinde yağışlı ve kurak geçmesi muhtemel dönemleri tahmin etmekte oldukça önemli bir gösterge haline gelmiştir.

yoaw1m

1dy80p

Yukarıdaki grafiklerde MJO döngüsünün kaç gün sonra indekslere çoğunlukla ne şekilde yansıdığı gösterilmiş. Örneğin MJO döngüsünün 7. fazında geçen bir dönemin ilk 20 günü içinde AO indeksi oldukça yüksek bir ihtimalle negatif seyrediyor. 6. fazdan 1 hafta sonraki dönem de yine güçlü bir negatif AO göstergesi olarak kabul edilebilir. 2. ve 3. fazlarda negatif AO ihtimali epey düşük. Bu dönemde pozitif indeksler görülme ihtimali daha yüksek diyebiliriz.

Aşağıdaki görsellerde MJO döngüsünün kasım ayı boyunca 2. ve çoğunlukla da 3. fazda olduğunu AO indeksinin de bu teoriye uygun olarak pozitif ilerlediğini görüyorsunuz. Burada önemli olan bir nokta ise döngü grafiğinde sapma değerlerinin 1’den büyük olduğu dönemlerin (çizgilerin ortadaki dairenin dışında kaldığı dönemler) dikkate alınmış olmasıdır. 1’in altında olduğu dönemlerde döngü nötr (zayıf) kabul edilmiştir.

ECMF_phase_51m_fullao.sprd2

Kış aylarında 7. fazda 200hpa yükseklik anomalileri (bunu 500hpa yükseklik anomalisi şeklinde de değerlendirebilirsiniz sakıncası yoktur) ise aşağıdaki gibi görünüyor. Negatif indekslerle uyumlu bir görüntü göze çarpıyor.

http://www.cpc.ncep.noaa.gov/products/precip/CWlink/MJO/LaggedComposites/whmjo7.djf.z200composite.web.pngMuhtemel MJO döngüsünü tahmin etmek için kullanılan bazı modeller var. Bu modellere http://www.cpc.ncep.noaa.gov/products/precip/CWlink/MJO/CLIVAR/clivar_wh.shtml adresinden ulaşabilirsiniz. Ben ECMWF ürünlerini tercih ediyorum. Ayrıca http://www.cpc.ncep.noaa.gov/products/precip/CWlink/MJO/CLIVAR/ALL_emean_phase_full.gif adresinden de diğer modellerle kıyaslama yapıyorum. Siz daha farklı verileri dikkate alabilirsiniz. Bu veriler uzun vadede değişkenlik gösterebiliyor ancak bu değişim çoğu zaman büyük değerlerde olmuyor.

Aşağıdaki grafikte sizin için daha anlaşılır olması bakımından MJO döngüsünün hangi döneminde ne şekilde sinoptik desenler (patern) görebilmemizin daha muhtemel olduğunu anlatmaya çalıştım.

mjo22

Özetlemek gerekirse 1. ve 5. fazlar geçiş dönemi olması nedeniyle net bir sinyal vermemekle beraber MJO döngüsünün Hint Okyanusu üzerinde dolaştığı dönemlerde (grafiğin alt tarafında) pozitif, Pasifik Okyanusu üzerinde dolaştığı dönemlerde (grafiğin üst tarafında) negatif indeksler görme ihtimalimiz artmaktadır diyebiliriz. Döngünün zayıfladığı dönemlerle ilgili net bir yargıya varmamız mümkün değildir.

3. Faz = Pozitif AO/NAO ve 7. Faz = Negatif AO/NAO korelasyonu oldukça yüksektir. Uzun vadeli tahmin yapmaya meraklı olanlar başarı oranlarını yükseltmek istiyorsa MJO döngüsünü mutlaka takip etmelidir.

Kaynaklar

http://envam1.env.uea.ac.uk/mjo.html

Henderson_Maloney_etal_2015_JCLI.pdf erişimi için tıklayın

36cdpw-njohnson.pdf erişimi için tıklayın

15157-prediction-madden-julian-oscillation-and-its-impact-european-weather-ecmwf-monthly-forecasts.pdf erişimi için tıklayın

Riddle.etal.pdf erişimi için tıklayın

http://www.cpc.ncep.noaa.gov/products/precip/CWlink/MJO/LaggedComposites/

http://rgsweather.com/tag/north-atlantic-oscillation/

 

2015-2016 Kışı Tahminleri

Dünyanın önde gelen meteoroloji kurumları 2015-2016 kışına ait son mevsimlik tahminlerini yayımladılar. Tahminlere bakıldığında küresel ölçekte ciddi bir uzlaşma görülüyor. Bu yazıda ECMWF, NOAA, NASA, IRI, Met Office, JAMSTEC gibi mevsimlik tahmin modellerinin 2015-2016 kışına yönelik sıcaklık ve yağış ortalaması beklentilerini sizlerle paylaşacağım.

ECMWF modeli

https://i0.wp.com/www.seevccc.rs/SEECOF/SEECOF-14/COF/GPC-MAPS/GPC-ECMWF/Temperature-November/GPC-ECMWF-Europe-DJF-T2m-ensemble-mean-01112015.gif

https://i0.wp.com/www.seevccc.rs/SEECOF/SEECOF-14/COF/GPC-MAPS/GPC-ECMWF/Precipitation-November/GPC-ECMWF-Europe-DJF-Precip-ensemble-mean-01112015.gif

EUROSIP (ECMWF/NOAA/Met Office/Meteo France) multimodeli

https://i0.wp.com/www.seevccc.rs/SEECOF/SEECOF-14/COF/GPC-MAPS/EUROSIP/November/Temperature/EUROSIP-Global-DJF-T2m-ensemble-mean-01112015.gif

https://i0.wp.com/www.seevccc.rs/SEECOF/SEECOF-14/COF/GPC-MAPS/EUROSIP/November/Precipitation/EUROSIP-Global-DJF-Precip-ensemble-mean-01112015.gif

NOAA modeli

http://www.cpc.ncep.noaa.gov/products/NMME/current/images/CFSv2_ensemble_tmp2m_season1.png

http://www.cpc.ncep.noaa.gov/products/NMME/current/images/CFSv2_ensemble_prate_season1.png

NASA modeli

IRI modeli

Met Office modelihttps://i0.wp.com/www.seevccc.rs/SEECOF/SEECOF-14/COF/GPC-MAPS/GPC-Exeeter/Temperature-November/GPC-Exeeter-Europe-DJF-T2m-2cat-deter-01112015.gif

https://i0.wp.com/www.seevccc.rs/SEECOF/SEECOF-14/COF/GPC-MAPS/GPC-Exeeter/Precipitation-November/GPC-Exeeter-Europe-Precip-2cat-prob-01112015.gif

JAMSTEC modeli

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Sıcaklık ve Yağış Ortalaması Değerlendirmesi:  Kısaca özetlemek gerekirse, pozitif AO ve NAO ile uyumlu bir görüntü var diyebiliriz. Kuzey yarımkürenin çok büyük bir bölümünde sıcaklık ortalamalarının normallerin üzerinde olacağı, Güney Avrupa haricinde Avrupa’nın tamamına yakınında yağışların ortalamaların üzerinde olacağı öngörülmüştür. Türkiye’nin iç ve doğu kesimlerinde sıcaklık ortalamalarının normaller civarında, batısında normallerin üzerinde, yağış ortalamalarının güney ve batıda normallerin altında, diğer yerlerde normaller civarında ve yer yer üzerinde gerçekleşebileceği öngörülmüştür.

Güneş Lekesi Sayısı – Kış Bağıntısı

Güneş lekesi sayısının artıp azaldığı dönemler ile kuzey yarımküredeki kış koşullarını şekillendiren AO ve NAO gibi indeksler arasında anlamlı bir ilişki bulunuyor. Buna göre güneş lekesi sayısı arttıkça yukarı enlemlerde basınç düşüşleri görülürken orta enlemlerde basınç yükselişleri göze çarpıyor. Kutbi girdap kuvvetleniyor ve pozitif AO ve NAO ile uyumlu basınç dizilimleri daha sık görülebiliyor. Güneş lekesi sayısının azaldığı dönemlerde ise yukarı enlemlerde basınç ortalamaları yükselirken orta enlemlerde azalıyor.

Negatif indeksler kutup çevresindeki çok soğuk havanın orta enlemlere inmesi, pozitif indeksler ise bu soğuk havanın kuzeyde hapsolması anlamına geliyor. Negatif indekslerin görüldüğü, soğuk havanın orta enlemlere indiği dönemlerde bu soğuk havanın nereleri etkileyeceği ise basınç dizilimleri sonucu ortaya çıkıyor. 1963,1985 gibi soğuk havasının bizi fazlasıyla etkilediği kışlar olabildiği gibi 2010 kışı gibi Avrupa’nın buz kestiği bizim ise ılık hava ve bol yağışla yetindiğimiz kışlar olabiliyor.

Aşağıdaki tabloda güneş lekesi sayısının artıp azaldığı yılları görebiliyoruz. 1942,1954,1963,1985,1987 gibi İstanbul’un süper soğuk ve yağışlı kışlarında güneş lekesi sayılarının azaldığını hatta bazılarında dip yaptığını, AO ve NAO gibi indekslerin de negatif olduğunu görüyoruz. Yine güneş lekesi sayısının dip yaptığı bir başka döneme rastlayan 2010 kışında ise indeksler yine negatif olmuş, Avrupa buz keserken biz sistemlerin sıcak tarafında kalmıştık.  1988-1994 yılları arasındaki gibi indekslerin pozitif gittiği dönemde ise leke sayılarının yüksek olduğu görülüyor ancak bu bağıntı düşük güneş lekesi sayısı = negatif indeks bağıntısı kadar güçlü değil.     

Pozitif indekslerin Akdeniz kuşağında ve ülkemizin özellikle batı kesimlerinde yağış ortalamalarının düşmesi, negatif indekslerin de tam tersine artması anlamına geldiğini daha önceki yazılarda da belirtmiştik. Güneş döngüsü ve dolayısıyla güneş lekesi sayılarıyla kış yağışları arasında da buna paralel bir bağıntı bulunuyor.

Aşağıdaki resimlerde güneş lekesi sayısının minimum seviyelere indiği yıllardaki sıcaklık, yağış gibi bazı parametrelerin normalden sapma durumlarını göreceksiniz. Güneş lekesi sayısının maksimum seviyelere çıktığı dönemler ise bu kadar net bir sinyal vermediği için onları ayrıca paylaşmaya gerek görmüyorum.

500hpa Yükseklik

l9mp4k

Jet Akımları

solar2

Sıcaklık Ortalaması

XJmNL3[1]

Yağış Ortalaması

o9opkr

Güneş Lekesi Sayısının Minimum Seviyelerde Olduğu Bazı Kışlar

1954 http://www.ncdc.noaa.gov/sotc/service/global/map-land-sfc-mntp/195312-195402.gif

1963 http://www.ncdc.noaa.gov/sotc/service/global/map-land-sfc-mntp/196212-196302.gif

1996 http://www.ncdc.noaa.gov/sotc/service/global/map-land-sfc-mntp/199512-199602.gif

2010 http://www.ncdc.noaa.gov/sotc/service/global/map-land-sfc-mntp/200912-201002.gif

Son güneş döngüsü bundan öncekilere göre daha düşük değerlerle ilerliyor olsa da güneş lekesi sayılarının bu döngüye paralel zirvede olduğunu görüyoruz. Bu teoriye göre geçen kış olduğu gibi bu kış da pozitif indeksler görme ihtimalimiz yüksektir diyebiliriz.

solar

2019,2020 yılı gibi tahminlere göre yine bir dip yapma durumu göze çarpıyor. Tüm bu veriler ışığında 2019, 2020 yada 2021 kışlarından birinde ülkemizde 1954, 1963, 1985, 1987 gibi bir kış yaşanabilir sonucu çıkarabiliriz. Pek tabii ki 2010 kışında olduğu gibi Avrupa’nın adeta bir mini buzul çağı yaşayıp bizim uzaktan seyretmekle yetindiğimz bir kışla da karşılaşabiliriz.

Sonuç

Güneş döngüsünün minimum seviyelere inip güneş lekesi sayısının da buna paralel minimumlara indiği kışlarda NAO ve AO gibi indeks ortalamaları çok yüksek olasılıkla negatif olmaktadır. Bağıntı çok güçlüdür. Batı rüzgarları ve gulfstream yavaşlamaktadır. Orta enlemlerde yağışlar artmakta ve sıcaklık ortalamaları düşmektedir. Ülkemizde de ekstrem soğuk ve bol yağışlı geçen 1954, 1985, 1987, 2006 gibi kışlar güneş lekesi sayısının minimum seviyelerde olduğu dönemlere denk gelmektedir. Güneş lekesi sayısının minimum seviyelere düştüğü senelerde kışlar Avrupa’da çok soğuk geçmeye adaydır.

Kaynaklar

http://cci-reanalyzer.org/Reanalysis_monthly/index_correl.php

http://www.sidc.be/silso/yearlyssnplot

http://www.sidc.be/silso/datafiles

http://www.nasa.gov/mission_pages/sunearth/index.html

http://www.esrl.noaa.gov/psd/cgi-bin/data/composites/printpage.pl

http://www.cpc.ncep.noaa.gov/products/precip/CWlink/daily_ao_index/monthly.ao.index.b50.current.ascii.table

http://www.ncdc.noaa.gov/temp-and-precip/global-maps/

Hava Tahmin Modelleri

Günümüzde en geçerli ve bilimsel hava tahmini modellerle yapılmaktadır. Avrupa modeli olarak bilinen ECMWF, Amerika modeli olarak bilinen GFS, İngiltere modeli olarak bilinen UKMO, Kanada modeli olarak bilinen GEM gibi pekçok hava tahmin modeli bulunmaktadır. Bu modeller ortalama 1 haftaya kadar olan zaman diliminde oldukça başarılı performans gösterebilmektedir. Ortalama diyoruz çünkü bu süre kararsız hava koşulları görülen, alçak basınç etkisinde kalan yerlerde azalmakta, kararlı hava koşulları görülen, yüksek basınç etkisinde kalan yerlerde artmaktadır.  Ortalama 1 haftayı geçen süreler için model çıktılarının tutarlılığı azalmakta ve %50 seviyelerine hatta altına düşmektedir. 1 haftadan daha uzun süreler için model çıktılarına bakarak tahmin yapmaya çalışmak yazı tura atmaktan farksız hale gelmektedir.

http://www.emc.ncep.noaa.gov/gmb/STATS_vsdb/longterm/longall/acz_wave120_NH500mb_dieoff.png

Hava tahmin modelleri içinde 5 günlük vadede performans değerlendirmesi bakımından en başarılı model ECMWF’dir. Daha sonra sırasıyla UKMO, GFS, GEM ve NAVGEM gelmektedir. Bunlar dışındaki modellerin performansı çok daha düşüktür.

http://www.emc.ncep.noaa.gov/gmb/STATS_vsdb/longterm/longall/acz_wave120_NH500mb_day5.png

Birbirleriyle kıyasıya rekabet halinde bulunan ve rekabetleri https://twitter.com/ecmwf_winning gibi sosyal medya hesaplarına taşınan ECMWF ve GFS modellerinin 1 haftalık performans değerlendirmesine göre ECMWF modeli önde gözükmektedir.

http://www.emc.ncep.noaa.gov/gmb/STATS_vsdb/longterm/longgfsecm/acz_wave120_NH500mb_day7.png

ECMWF modeli günde 2 kez, GFS modeli ise 4 kez çalıştırılmaktadır. GFS modelinin bu 4 çalıştırması arasında performans bakımından önemli bir fark bulunmamaktadır. GMT 12 çok az farkla önde görünmekte onu sırasıyla 00, 18, 06 çalıştırmaları takip etmektedir.

http://www.emc.ncep.noaa.gov/gmb/STATS_vsdb/longterm/longgfs4cyc/acz_wave120_NH500mb_day7.png

Kaynak: http://www.emc.ncep.noaa.gov/gmb/STATS_vsdb/longterm/

Meteorolojide Üst Akıl Stratosfer

1950’li yıllarda İngiliz meteoroloji uzmanları tropikal stratosferde belli periyotlarla hareket eden bir salınım keşfetti. Bu keşif sonraki yıllarda geliştirildi ve günümüzde özellikle uzun vadeli tahmin projeksiyonlarında kullanılmaya başlandı. QBO adı verilen ve Singapur rüzgarları olarak da bilinen bu salınım basit bir ifadeyle anlatmak gerekirse yaklaşık 2 sene süreyle tropikal stratosferde esen rüzgarların batı veya doğu istikametinde hareket etmesinden ibaret diyebiliriz. Bu hareketler bazı senelerde hızlanıp bazı senelerde yavaşlayabiliyor.

QBO salınımının etkilerinin sadece tropikal stratosferle sınırlı olmadığı, kuzey yarımkürede kış aylarında subpolar ve subtropikal alanda da etkileri olduğu ve kuvvetlendikçe bu etkinin aynı oranda arttığı görüldü. Tropikal ve subpolar bölgede çoğu zaman paralel hareket görülürken subtropikal alanda aksi yönde hareket göze çarpıyor.

Batılı QBO Kışlarında 50hpa Rüzgarları 

a1

Doğulu QBO Kışlarında 50hpa Rüzgarları

a2

Stratosferde etkili olan bu rüzgarlar daha alt seviyelerdeki jet akımı benzeri akışlara da yön verip kuzey yarımkürede hava koşullarının şekillenmesinde önemli rol oynayan NAO ve AO gibi salınımları etkiliyor. Örneğin batılı QBO kışlarında Batı rüzgarları da kuvvetleniyor. Kuvvetli polar jet akımlarının etkisiyle gelişen dinamik konveksiyon Atlantik’te oluşan siklonların derinleşip genişlemesine neden oluyor. Sistemler hızla doğuya hareket ettiği için batılı QBO kışlarında engellemeler (blocking) daha az ve kısa süreli oluşabiliyor. Soğuk hava kuzeyde hapsoluyor orta enlemlerde ılıman hava koşulları gözleniyor. Yine bir diğer dikkat çeken nokta aynı dönemde pozitif NAO ile uyumlu sinoptik desenler neticesinde Akdeniz kuşağında akışların zayıflaması. Yüksek basınç hakimiyeti ve yağışların azalması. Bu nedenle batılı QBO kışlarında ülkemiz yağışlarında azalma görülmektedir. Sisli, puslu günlerin sayısı artmakta, hava kalitesi düşmektedir. Kuzey ve Batı Avrupa ülkelerinde ise daha güçlü batı rüzgarları,sıkça Atlantik üzerinden gelen alçak basınç sistemleri görülmektedir.

Batılı QBO Kışlarında Jet Akımlarının Durumu

a3

Doğulu QBO kışlarında ise karşımıza oldukça farklı bir tablo çıkıyor. Grönland ve İskandinavya arası bölgede yayılma fırsatı bulan yüksek basınç alanları engelleme (blocking) yaparak jet akımlarının yönünün değişmesine neden oluyor. Batı rüzgarları da zayıflayıp yön değiştiriyor. Hava kütleleri zaman zaman Kuzey – Güney yönlü hareket ediyor. Kutup bölgesindeki çok soğuk hava orta enlemlere doğru hareket edebiliyor. Yine aynı dönemde Akdeniz’den Japonya’ya kadar olan bölgede fırtına hatları oluşabiliyor. Bu nedenle doğulu QBO kışlarında ülkemizde yağış miktarlarında, kar yağışlı gün sayılarında artış beklenmelidir. Hava kalitesi de rüzgarların etkisiyle yükselecektir. Avrupa genelinde de batılı rüzgarların aksine kutuptan ve Sibirya üzerinden sokulma fırsatı bulan soğuk hava kütlelerinin etkili olması beklenir.

Doğulu QBO Kışlarında Jet Akımlarının Durumu

a4

Batılı QBO kışlarında subpolar alanda güçlenme imkanı bulan alçak basınçlar ve yine kendi bölgesinde güçlenen Azor yüksek basıncı nedeniyle pozitif NAO ile uyumlu sinoptik desenler daha sık görülebilmektedir. Kutbi girdap kuvvetlenmektedir.

Batılı QBO Kışlarında 500hpa Yükseklik Anomalisi

a5

Doğulu QBO kışlarında ise kutuba yakın bölgede basınç yükselişi görülmekte, kutbi girdap zayıflamakta, Grönland ve Sibirya gibi termik yüksek basınç alanları daha kolay yayılma fırsatı bulabilmektedir. Orta enlemlerde yağışlar artmaktadır.

Doğulu QBO Kışlarında 500hpa Yükseklik Anomalisi

a6

Jet akımlarının kuvvetlenmesinin de etkisiyle siklon aktivitesinin fazla olduğu yerlerde oluşan konveksiyon nedeniyle ısı transferi gerçekleşeceği için deniz suyu sıcaklıklarında azalış, bu aktivitenin zayıfladığı yerlerde ise yükseliş görülmektedir. Örneğin aşağıdaki resimde göreceğiniz gibi batılı QBO kışlarında siklon aktivitesinin yoğun olduğu Kuzey Atlantik’te deniz suyu sıcaklıkları normalin altındadır. Akdeniz’de ise yüksek basınç ve durgun havaların etkisiyle normalin üzerinde sıcaklıklar göze çarpmaktadır.

Batılı QBO Kışlarında Deniz Suyu Sıcaklıkları

a7

Doğulu QBO kışlarında batı rüzgarları zayıflayıp yüksek basınç alanları etki alanlarını genişlettiğinden Kuzey Atlantik’te deniz suyu sıcaklıkları ortalamalarının üzerinde seyretmektedir. Ayrıca QBO ile ENSO arasında da anlamlı bir ilişki bulunmaktadır.

Doğulu QBO Kışlarında Deniz Suyu Sıcaklıkları

a8

Soğuk ve Yağışlı Geçirdiğimiz Doğulu QBO Kışlarına Bazı Örnekler

1954  http://i.hizliresim.com/3PkRkO.png

1963  http://i.hizliresim.com/p9OYON.png

1985  http://i.hizliresim.com/NWjbjN.png

1987  http://i.hizliresim.com/9EB9mo.png

2004  http://i.hizliresim.com/0L54ER.png    http://www.ncdc.noaa.gov/sotc/service/global/map-prcp/200312-200402.gif

2012  http://i.hizliresim.com/YJo5oa.png    http://www.ncdc.noaa.gov/sotc/service/global/map-prcp/201112-201202.gif

Ilık ve Kurak Geçirdiğimiz Batılı QBO Kışlarına Bazı Örnekler

1989  http://i.hizliresim.com/48JZzp.png

2000  http://i.hizliresim.com/o9MYXQ.png   http://www.ncdc.noaa.gov/sotc/service/global/map-prcp/199912-200002.gif

2007  http://i.hizliresim.com/ZJyAXk.png   http://www.ncdc.noaa.gov/sotc/service/global/map-prcp/200612-200702.gif

2011 http://i.hizliresim.com/9EB9ar.png  http://www.ncdc.noaa.gov/sotc/service/global/map-prcp/201012-201102.gif

2014  http://i.hizliresim.com/zYz2j9.png    http://www.ncdc.noaa.gov/sotc/service/global/map-prcp/201312-201402.gif

Sonuç

Batılı QBO kışları ülkemiz adına çok yüksek olasılıkla özellikle batı kesimlerde mevsim normallerinin üzerinde sıcaklıkla ve uzun yıllar ortalamalarının altında yağışlarla geçmektedir.

Doğulu QBO kışları ise batılı QBO kışları kadar olmasa da yine yüksek olasılıkla soğuk ve uzun yıllar ortalamalarının üzerinde yağışlarla geçmektedir.

Nötre yakın değerler görülen QBO kışları için net bir yargıya varmamız mümkün değildir.

Not: Bugünlerde QBO batılı ilerliyor. Kış aylarında da batılı ilerlemesi ve kuvvetli olması bekleniyor.

a9

Özetlemek gerekirse, stratosfer dünyanın büyük bölümünde görülen hava olaylarında önemli bir aktör hatta başrol oyuncusu diyebiliriz. Elbette atmosfer kaotik bir yapı ve atmosferde yaşananlar asla tek bir parametreye bağlı değil. Hava tahmini yapmak ve süre uzadıkça doğru tahmin yapmak halen çok zor. Bu çok bilinmeyenli denklemde en azından ileriye dönük sağlıklı fikir yürütebilmek açısından stratosferde olan biteni dikkatle takip etmekte fayda vardır.

Kaynaklar

http://onlinelibrary.wiley.com/doi/10.1029/2009JD011737/pdf

Strat.pdf erişimi için tıklayın

http://www.cpc.ncep.noaa.gov/data/indices/qbo.u50.index

http://www.esrl.noaa.gov/psd/cgi-bin/data/composites/printpage.pl

http://www.ncdc.noaa.gov/temp-and-precip/global-maps/

http://mikeventrice.weebly.com/misc-oscillations.html

Arktik Salınımın Anahtarı Taymir Yarımadası’nda Saklı

Arktik salınım (AO) özellikle kış mevsiminde ülkemizin hava koşullarını tahmin ederken kullanılan önemli bir gösterge. AO indeksi pozitifken Akdeniz kuşağında bulunan ülkelerde yağışlar azalıyor, gündüzleri ılık geceleri ayazlı günler yaşanıyor, negatifken de havalar bozuyor, yağışlar artıyor.

Yaptığım araştırmada 1970’ten bu seneye kadar 18 tanesi negatif 15 tanesi de pozitif ortalamalı olmak üzere toplam 33 kışı inceledim. Bu dönemde AO indeksi ortalamasının nötr seviyelerde olduğu kışları ise bu çalışmaya dahil etmedim. Ekim ayında Orta Sibirya’nın kuzeyinde yer alan Taymir Yarımadası üzerindeki (75 – 85 kuzey / 95 – 115 doğu) 500hpa yükseklik ortalamasının uzun yıllar ortalamalarından sapma değeriyle, kış aylarındaki AO indeksi ortalaması arasında anlamlı bir ilişki olduğunu gördüm.

İncelediğim 33 kıştan 30’unda yani yaklaşık %90 gibi oldukça yüksek bir oranda tutarlılık bulunmakta. Bu tezin gerçekleşmediği kışlar: 1996, 2006 ve 2015 kışlarıdır.

Pozitif AO ortalamasıyla geçen son 10 kış ve öncesindeki Ekim ayları 500hpa normalden sapma haritaları

Negatif AO ortalamasıyla geçen son 10 kış ve öncesindeki Ekim ayları 500 hpa normalden sapma haritaları

Gördüğünüz gibi ekim ayında Taymir Yarımadası’nda 500hpa seviyesi yüksekliği uzun yıllar ortalamasından fazla olduğunda takip eden kış aylarında AO indeks ortalaması negatif oluyor ve çoğunlukla negatif AO ile uyumlu sinoptik desenler görülüyor. 500hpa seviyesi yüksekliğinin uzun yıllar ortalamasının altında olduğu ekim aylarını takip eden kış aylarında ise AO indeks ortalaması pozitif oluyor ve çoğunlukla pozitif AO ile uyumlu sinoptik desenler görülüyor.

Kısaca özetlersek Ekim ayında hedef nokta olarak belirlediğimiz Taymir Yarımadası üzerindeki 500hpa yükseklik anomalisi kış aylarında AO ve NAO için belirleyici nokta olan Labrador-İzlanda arası bölgeye deplase oluyor.

Negatif AO Ortalamasıyla Geçen Kışlarda Durum

anigif11

Pozitif AO Ortalamasıyla Geçen Kışlarda Durum

anigif22

2015 Ekim ayında Taymir Yarımadası’nda 500hpa seviyesi yüksekliği uzun yıllar ortalamasının üzerinde gerçekleşti. Önümüzdeki kış mevsiminde AO indeksi ortalaması %90 ihtimalle negatif olabilir.

Aşağıda detaylandırılmış çalışmayı bulabilirsiniz. Yıllar ekim aylarına aittir. Yanlarındaki değerler takip eden kış aylarının (Aralık / Ocak / Şubat) AO indeks ortalaması değerleridir. Resimler ise yukarıda vermiş olduğum koordinatlar üzerindeki 500hpa yüksekliklerinin normalden sapmalarını göstermektedir.

Negatif AO Ortalamasıyla Biten Kışlar

1969 -1,8 / -2,4 / -1,3 http://www.esrl.noaa.gov/psd/tmp/composites/8ta2jRZwQN.png
1976 -2 / -3,7 / -2 http://www.esrl.noaa.gov/psd/tmp/composites/R1niCS3txg.png
1977 -0,2 / -0,3 / -3 http://www.esrl.noaa.gov/psd/tmp/composites/FFEX13sB5l.png
1978 -0,9 / -2,2 / -0,6 http://www.esrl.noaa.gov/psd/tmp/composites/zmnokcpTfv.png
1979 1,3 / -2 / -0,9 http://www.esrl.noaa.gov/psd/tmp/composites/NsnnCOahbl.png
1982 -1,2 / 0,8 / -0,9 http://www.esrl.noaa.gov/psd/tmp/composites/G_JDmsZQms.png
1984 0,4 / -2,8 / -1,4 http://www.esrl.noaa.gov/psd/tmp/composites/jJnMJZsLTI.png
1985 -1,9 / -0,5 / -2,9 http://www.esrl.noaa.gov/psd/tmp/composites/Cu0ybYKwOg.png
1986 0,0 / -1,1 / -1,4 http://www.esrl.noaa.gov/psd/tmp/composites/yI7QwvMyHU.png
1995 -2,1 / -1,2 / 0,1 HATA http://www.esrl.noaa.gov/psd/tmp/composites/28Nj_fZ_QY.png
1997 0 / -2 / -0,1 http://www.esrl.noaa.gov/psd/tmp/composites/LJq7JWXgDX.png
2000 -2,3 / -0,9 / -0,6 http://www.esrl.noaa.gov/psd/tmp/composites/Q8mO5APITP.png
2002 -1,5 / -0,4 / 0,1 http://www.esrl.noaa.gov/psd/tmp/composites/fGMnSb8U0U.png
2003 0,2 / -1,6 / -1,5 http://www.esrl.noaa.gov/psd/tmp/composites/7bhFHsQGwM.png
2005 -2,1 / -0,1 / -0,1 HATA http://www.esrl.noaa.gov/psd/tmp/composites/kpSh2MB3G4.png
2009 -3,5 / -2,5 / -4,2 http://www.esrl.noaa.gov/psd/tmp/composites/88YCSbCkFE.png
2010 -2,6 / -1,6 / -1,5 http://www.esrl.noaa.gov/psd/tmp/composites/88YCSbCkFE.png
2012 -1,7 / -0,6 / -1 http://www.esrl.noaa.gov/psd/tmp/composites/sev_xGNRTP.png

Pozitif AO Ortalamasıyla Biten Kışlar

1972 0,8/ 0,1 / -0,1 http://www.esrl.noaa.gov/psd/tmp/composites/CNk4gkE8KA.png
1973 1,2 / 1,2 / 0,7 http://www.esrl.noaa.gov/psd/tmp/composites/qrFo5iusFP.png
1974 0,5 / 1,5 / 0,1 http://www.esrl.noaa.gov/psd/tmp/composites/_tzivl80Lr.png
1975 1,2 / 0 / 1,6 http://www.esrl.noaa.gov/psd/tmp/composites/OcGuzH8lv8.png
1988 1,6 / 3,1 / 3,2 http://www.esrl.noaa.gov/psd/tmp/composites/7pv8bUIw2H.png
1990 1,2 / 0,7 / -0,8 http://www.esrl.noaa.gov/psd/tmp/composites/2J6Xvbqo2h.png
1991 1,6 / 0,5 / 1,1 http://www.esrl.noaa.gov/psd/tmp/composites/wt_pZGwxJz.png
1992 1,6 / 3,4 / 0,1 http://www.esrl.noaa.gov/psd/tmp/composites/BguFidu0x8.png
1994 0,8 / -0,1 / 1,4 http://www.esrl.noaa.gov/psd/tmp/composites/oMPZFamFnR.png
2001 -1,3 / 1,3 / 1,3 http://www.esrl.noaa.gov/psd/tmp/composites/0SxZvVg2qZ.png
2006 2,2 / 2 / -1,3 http://www.esrl.noaa.gov/psd/tmp/composites/yIDs9IoQHq.png
2007 0,8 / 0,8 / 0,9 http://www.esrl.noaa.gov/psd/tmp/composites/yIDs9IoQHq.png
2011 2,2 / 0,2 / 0 http://www.esrl.noaa.gov/psd/tmp/composites/hvpjV8rUCP.png
2013 1,4 / -0,9 / 0 http://www.esrl.noaa.gov/psd/tmp/composites/9EZz4tmpNm.png
2014 0,4 / 1 / 1 HATA http://www.esrl.noaa.gov/psd/tmp/composites/HgfktdRXp5.png

2015  NEGATİF ??? http://www.esrl.noaa.gov/psd/tmp/composites/lLvag8HOd_.png

Yazdıklarım Arktik Salınım AO ile çoğu zaman paralel giden Kuzey Atlantik Salınımı NAO için de geçerlidir.

Bu çalışmada yararlanılan kaynaklar:

http://onlinelibrary.wiley.com/doi/10.1002/joc.3968/abstract

https://forum.netweather.tv/topic/81494-october-pattern-index-opi-monitoring-winter-season-2014-2015/page-43

http://www.cpc.ncep.noaa.gov/products/precip/CWlink/daily_ao_index/monthly.ao.index.b50.current.ascii.table

http://www.esrl.noaa.gov/psd/cgi-bin/data/composites/printpage.pl

Hava Kalitesi

Soluduğumuz havanın kalitesi sağlığımız için çok önemlidir. Meteorolojik durum ve çeşitli çevresel faktörler hava kalitesini etkilemektedir. Açık havada yapılacak faaliyetler öncesinde havanın kalitesini kontrol etmek ve buna göre tedbirler almak sağlık açısından faydalı olacaktır. Aksi halde farkında olmadan kendinize zarar verebilirsiniz. Zinde kalmak için yaptığınız sabah sporu hava kalitesinin kötü olduğu bir günde sizi hasta edebilir.

Hava kalitesi indeksi de işte bunun için geliştirilmiş. Dünya üzerindeki çok sayıdaki ölçüm istasyonundan gönderilen verilere http://aqicn.org/map/ adresinden ulaşabilmeniz mümkün. Yeşil ve sarı renklerin olduğu 100 ve altında değerlerin görüldüğü istasyonların çevresinde hava kalitesinin iyi olduğu söylenebilir. Turuncu, kırmızı, mor gibi renklerin olduğu ve değerlerin 100’ün üzerine çıktığı noktalar ise sağlıksızdır. Değerler arttıkça tehlike de artar. Özellikle mor tonlarının görüldüğü yerlerde hava kalitesi sağlık açısından ciddi risk teşkil etmektedir.