Yazdan kalma havalarla karşılayacağımız ekim ayının ilk günlerinin ardından kuzeyli rüzgarların etkisiyle hava sıcaklıkları hızla azalacak ve yer yer kuvvetli yağışlarla birlikte mini bir kış provası yapacağız. Kombiler, kaloriferler, sobalar erkenden yanacak ve öyle görünüyor ki önümüzdeki kışın ısınma giderleri de geçtiğimiz kışa göre epey fazla olacak.
Ekimin ilk haftası içindeki bu sıcaklık dalgalanmasına İskandinavya üzerine yerleşecek oldukça güçlü bir yüksek basınç alanına bağlı olarak gelişen omega sinoptik deseni neden olacak. Basınç dizilimlerine bağlı olarak karayele dönecek rüzgar, Rusya üzerinden Balkanlar’a doğru inen mevsimine göre soğuk havanın Trakya’dan yurdumuza girmesini sağlayacak. Ekime başlarken 30 dereceler seviyesinde sıcaklıkların ölçüleceği bazı karasal kesimlerde tek haneli sıcaklık değerleri görülebilecek.
Yukarıda anlattığımız durumun eylül performansı yüksek olan ECMWF aylık tahmin modelinin ekim ayı ilk haftasına ait çıktılarına yansıması aşağıdaki gibi olmuş. Batı kesimlerde sıcaklıklar ortalamaların altına inerken doğu kesimlerde normallerinin üzerinde kalmaya devam etmesi bekleniyor. Yağışlar da batıda normallerinin üzerinde fakat doğuda normallerinin altında kalacak gibi görünüyor.
Ekimin 2. haftasında ise sıcaklıklar yavaş yavaş normal seviyelerine dönmeye başlayacak. Yağışlar da etki alanını daraltacak ve daha çok kuzey kesimlerde etkisini sürdürecek.
ECMWF aylık tahmin modeli ekim ayının 3. haftasında yurt genelinde önemli bir hava olayı öngörmüyor. Sıcaklıklar artarak normallerinin üzerine çıkacak ve yağışlar çoğu yerde mola verecek. Muhtemelen yüksek basınç nedeniyle iç kesimlerde yer yer sis görülebilir ve hava kalitesinde azalma meydana gelebilir.
Ekim son çeyreğinde ise sıcaklıkların doğu kesimler haricinde normaller civarında seyretmesi bekleniyor. Bu dönemde kuzey kesimler başta olmak üzere yağışlı bir sistem yurdumuzu ziyaret edebilir.
Kutup girdabının geçtiğimiz seneye kıyasla daha zayıf ve kırılgan olduğu görülüyor. Bu durum önümüzdeki haftalarda omega benzeri yapıların oluşumunu kolaylaştırabilir. Hava akımları batı-doğu yönünden daha çok kuzey-güney yönünde gelişebilir.
MJO salınımı son zamanlarda zayıf ilerliyor (dairenin içinde) ve uzun vade için ciddi bir sinyal veremiyor.
QBO salınımının normalde 2 yıl civarında tamamlanan döngüsü bu kez daha önceki yıllarda hiç kaydedilmemiş şekilde kısa bir sürede sonlanacak ve 30hpa seviyesinde batıya dönmüşken ekim ayında 50hpa seviyesinde de batıya dönerek tamamen pozitif yani batılı bir hal alacak. Ancak QBO salınımının da önümüzdeki aylarda kuvvetli olması beklenmiyor. Bu nedenle geçtiğimiz sonbahar ve kış aylarında fazlasıyla etki ettiği jet akımları gibi daha alt seviyelerdeki akışlara olan etkisi bu kez oldukça sınırlı olacaktır. Hem ekimde hem de sonraki aylarda alacağımız yağışların geçtiğimiz seneye göre biraz daha fazla olması beklenebilir.
Geçtiğimiz günlerde medyada yer alan El Nino bitti La Nina geliyor kış çok sert geçecek şeklinde haberler bilimsellikten uzaktır. Önümüzdeki aylar içinde ENSO bölgesinde sıcaklık anomalisi normale yakın seyredecektir. ENSO bölgesinde sıcaklık anomalileri ancak geçtiğimiz sene olduğu gibi büyük değerlerde olduğu zaman küresel boyutta etkiler göstermektedir. Şu anki görüntüsüyle birebir etkileşim halinde olduğu coğrafyalarda bile etkisi sınırlı kalacaktır. Kuvvetli El Nino dönemlerinde Tropikal Pasifik’te buharlaşma arttığından bu bölgedeki yağış miktarları artmakta ve belli bir bölgeye sıkışmaktadır. Küresel su çevrimine bağlı olarak dünyaya düşen yağış miktarı her yıl yaklaşık olarak aynıdır. Tropikal Pasifik’te yağışlar bollaşırken subtropikal yüksek basınç alanları kuzeye doğru itilmekte AO ve NAO gibi indekslerde pozitif ortalamalar gözlenmekte, Türkiye gibi pekçok orta enlem ülkesinde geçen sene olduğu gibi yağışlar azalmaktadır. Kuvvetli La Nina dönemlerinde ise bu durumun tersi bir tablo ortaya çıkmaktadır. Tropiklerde yağışlarda azalma gözlenirken orta enlemlerde artmaktadır. Bugünlerde olduğu ve önümüzdeki aylarda beklendiği gibi nötre yakın değerlerin ölçüldüğü dönemlerde ise olumlu veya olumsuz herhangi bir etkisi olamamaktadır. Bilinmelidir ki önümüzdeki aylarda ülkemizde sıradışı hava olayları gözlenecek olursa bunun sebebi La Nina olmayacaktır. Başka sebepler aranmalıdır. Ülkemizde gözlemlenen her sıradışı hava olayını El Nino veya La Nina’ya bağlayan ve halkın bu konudaki bilgisizliğinden faydalanarak kolaycılığa kaçan uzmanlara ve bu yöndeki açıklamalarına itibar etmeyiniz.
Son olarak küçük bir analog tahminle yazıyı noktalayalım. Ekim ayında hakim olması beklenen sinoptik desenin geçmişte benzer şekilde görüldüğü ekim aylarının ardından gelen kasım aylarında basınç ortalamaları aşağıdaki gibi gerçekleşmiş. Buna göre kasım ayı içinde Azor yüksek basıncı ve bu yüksek basınç alanının pozisyonuna göre güneye doğru hareketlenmesi muhtemel İzlanda kökenli sistemler görebiliriz.
Kış mevsimi basınç ve sıcaklık ortalaması ise aşağıdaki gibi olmuş. İskandinav blokajının hakim olduğu sinoptik desenle birlikte ülkemizde sıcaklıkların ortalamaların altına indiği görülüyor ancak bu görüntüye bakarak yağış durumu hakkında sağlıklı bir yorumda bulunmak zor görünüyor.
Ekim ayı sonunda ortaya çıkacak Avrasya kar örtüsü gibi bazı veriler sayesinde kışla ilgili daha doğru tahmin yapabilme ihtimalimiz artacaktır.